Blagoevgrad’ın Gırmen belediyesine bağlı Ribnovo köyü muhtarı Mustafa İsa köy hakkında Bulgaristan Radyosuna şunları anlattı:
Ribnovo, 3300-3400 nüfuslu bir köydür. Hepimiz Müslümanız ve köyümüzde başka etnik gruplar yaşamamaktadır. Köyümüz, Batı Rodoplar bölgesinde Sırnitsa köyüne doğru Mesta deresinden 20 kilomrelik mesafede bulunuyor. Ayrıca köyümüz, yaşatılan bir dizi gelenekler de ünlüdür.
Bu bence sadece Ribnovo için geçerli, köyümüzün erkeklerinin yüzde 90’nı gerek ülke içinde, gerekse ülke dışında çalışıyor. Genelde tüm Avrupa’da – İspanya’dan alın da taa kuzeye Finlandiya’ya kadar çalışanlarımız var. Fakat burada farklı olan da köydeşlerimizin tümünün paralarını bir tek burada Ribnovo’da harcaması ve yatırım yapmasıdır. Başka övülecek tarafımız “Yordan Yovkov” Lisesinde yaklaşık 500 çocuğun eğitim görmesi, ayrıca da 155 çocuğumuzun köyümüzün ana okuluna gitmesi. Ana okulda yeterince yer olmamasından dolayı maalesef küçük çocukların hepsi okula gidemiyor.
Ribnovo muhtarı sayın Mustafa İsa’ya köy halkının geçimini de sorduk.
Genel olarak köyümüzde birkaç üretim tesisi var. Uzun yıldardan beri yaklaşık 200 kadınımız burada çalışıyor ve ve iyi de maaş alıyorlar. Daha 2-3 atölyemiz var ve bunların hepsi kadınlara iş sağlıyor, tek sözle erkekler için iş neredeyse yok denecek kadar.
Köyümüzde tütün her geçen yılla birlikte azalmaktadır. Buna rağmen eskiden olduğu gibi, bugün de köy halkının ana geçim kaynadır tütün. Köyümüzde, “Krumovgrad”, bir Yunan cinsi ve “Basma” olmak üzere, üç cins şark tütünü yetiştiriliyor.
İlk kez muhtar seçilen Mustafa İsa, en büyük meydan okumaları da anlattı:
Daha seçim öncesi kampanyada benim için bir meydan okuma olan köyün temizlenmesi ve köyünün düzeninin sağlanması. Yıllardır biriken problemler var ve onlara el atmak gerek. Gırmen Belediye bşakanıyla verdiğimiz sözü yerine getireceğimizi umuyorum, o da köyün altyapısının düzenlenmesi. Ne mutluyuz ki, Ribnovo’ya yönelik 2020 yılında 1 milyon 300- 1 milyon 400 leva değerinde projelerimiz var ve bu projelere hayata geçirmemiz gerek. Altyapı önde gelse de, köye içme suyu getiren 4 km’lik ana su borusu, 1957-58 yıllarında döşenmeiş ve bugün bizler bu su borusunu değiştirmemiz gerekiyor ve bu da Mayıs ayının başiarında gerçekleşecek.
Köy muhtarı, yaz aylarında bahçelerin sulandığı günlerin dışında su kıtlığı çekmediklerinin de altını çizdi.
Size turist geldiği zaman konaklayacak “Misafir evleri” var mı, yoksa turistleri geri mi çeviriyorsunuz, sorusu üzerine Ribnovo muhtarı Mustafa İsa şu cevabı verdi:
Gelen turistleri en iyi şekilde ağırlamadan geri göndermek bile söz konusu olamaz, çünkü Ribnovo’da resmi olarak “Misafir evlerimiz “ yok, ama , tüm köy resmi olmayan bir “Misafir evidir” diyebilirim. Çünkü her ev, benim evim de dahil, herkesi ağırlıyor ve misafir etmeden göndermiyoruz. Önimizdeki yıllarda elimizden geldiği kadarıyla “Misafir evleri” ve oteller kurmaya çalışacağız. Fakat burada önemli olan turistlerin ilgisini çekmeyi başarmaktır.
Sadece Bulgaristan’da değil, yaşatılan gelenekler açısından, belki de tüm dünyada, bilemem, bizim eşi benzerimiz yoktur diye düşünüyorum - hele hele buradaki yöresel kıyafetler açısından ve özellikle de burada yapılan düğünler açısından. Dini geleneklerinin bir kısmı burada korunmuştur, bundan dolayı Ribnovo’ya gelen turistler hayal kırıklığına uğramayacaklarını düşünüyorum.
Başka bölgelerde yurtdışına giden gençlerimiz, genelde oğlanlar yıl boyunca para biriktirip, eş, dostun, ailenin bir araya geldiği yaz aylarında düğünlerini yaparlar. Sizin Ribnovo köyünde de gelenekler böyle midir, sorusuna köy muhtarı Muystafa İsa şöyle cevap verdi:
Diğer bölgelere nazaran Rodoplarda ve hatta Ribnovo’da düğünler kiş aylarında yapılıyor. Birçok sayıdaki düğün ile bu yıl olağanüstüydü, neredeyse bir hafta arayla düğünümüz vardı. Gelenek üzere, bizde düğünler bir tek kışın yapılıyor, çünkü, yaz aylarında herkes işte ve çalışmakta ve dediğim gibi erkek tarafı gurbette. Oğlanın para toplayıp yuva kurması konusuna gelince, bizde oğlan evi yapıyor, evin tüm düzenlenmesi ve süslemesi ise kız tarafının işi. Böylece karşılıklı bir anlayıştan bahsediyoruz. Düğün sayısına gelince, kış aylarında 30-40 düğün yapılıyor, bunlardan gelenekleri tam olarak yerine getiren ve bu yükün üstünden gelecek düğün sayısı daha az. Çünkü burada harcamalar biraz daha fazla.
İnsan, lisede okyuyan çocuklara ve ana okula giden küçük çocuklara bakacak olursa, gerçekten Ribnovo’da hayat devam ediyor ve çocuklar dünyaya geliyor. Böylece Ribnovo, ülkemizde nüfusunun eridiği değil, artış gösterdiği nadir köylerden bir tanesidir.
Ribnovo hakkında birçok ilki anlattık ve altınız çizdik, bir tane daha var, muhtar Mustafa İsa’ya göre, bu da :
Köydeki aileden erkeklerden birinin gurbete, para kazanmaya gittiği zaman, bu aile hiç bir zaman yalnız kalmıyor, yalnızlık çekmiyor, çünkü biz köy olarak, bir bütünüz ve belki de bundan dolayı bugüne gelmişik ve köyümüz korunmuştur ve bundan dolayı de gelişmeye devam ediyoruz. Bizde yalnızlık ve umutsuzluk diye birşey yok.
Ribnovo muhtarı Mustafa İsa'ya, Sizler meskeldaşlarınıza, muhtarlara neler söylemek istersiniz, diye:
Ben pek uzun bir siyasi tecrübeye sahip değilim. Gırmen Belediyesi Meclis üyesi oldum. Köyün 13 yıllık imamıyım. Meslekdaşlarıma şunu söyleyebilirim: Bir muhtarın başarılı olması için halka, insanlara yakın olması gerek.
Ben birçok atasözü biliyorum, burada sadece iki tanesini paylaşacağım:
Hasan aga, bir dizi başarısız muhtarın ardından köy muhtarı seçilmiş. Hayli de başarılı olmuş. Kendisini takip etmişler ve görmüşler ki, muhtarlığa girerken üstüne tarlada çalıştığı iş elbiselerini giriyormuş. Her gün aynanın karşısına geçerek kendi kendine diyormuş:”Hasan aga, nereden geldiğini hiç unutma!
Her gün hatırladığım ve yerine getirmeye çalıştığım bir Arap atasözü var: Ne kadar yükseklikte uçarsan, o kadar insanların gözünden kaybolursun!
Eğer bu kural yerine getirilirse ve tüm muhtar meslekdaşlarım tarafında uygulanırsa, gerçekten insanlara yakın olursak ve onların sorunlarını çözmeye çalışırsak, gerçekten herşey gerçek olabilir. İnsanlık varsa , insanlara yakınlık varsa tüm sorunlara çözüm bulunabilir!
Fotoğraflar: BGNES ve RİBNOVO facebook sayfası
Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Yıldırım, 1878’den günümüze kadar Bulgaristan'dan Türkiye’ye göçler konusundaki çalışmasını BNR Türkçe Yayınlar Bölümünde “Sizden bize, Bizden size” programında..
Dağlarında, ormanlarında, meralarında yetişen bir birbirinden farklı ağaç, çiçek ve şifalı bitkiler sayesinde Avrupa’da en kaliteli ve çeşitli arı balı türlerine sahip ülkemiz Bulgaristan’da farklı bölgelerden farklı nesillerden..
İki kez Avrupa şampiyonu olan, Bulgaristan'a üç dünya madalyası kazandıran güreşçi Efrahim Kamberov ile Naim Süleymanoğlu'nu konuştuk. Kamberov, Naim ile hem spor sahalarında, hem hayatta yakın dostlukla bağlıydı. Bir şampiyondan bir şampiyonu..