Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Eski Zlatograd’da geleneksel Bulgar kültürü canlanıyor

7
Photo: Красимир Мартинов

Rodop dağının kıvrımları arasında bulunan Zlatograd şehri, Bulgaristan’da geleneksel kültürün muhafaza edildiği, hatta “tadıldığı” nadir yerlerden biridir.

Yunanistan’ın kumsalları ve plajları sınırın hemen diğer tarafında bulunurken, Sofya'ya 300 km. uzak. Zlatograd geçmişe romantik, hatta masalımsı bir dönüş sunuyor.

Şehrin eski dokusunu yaşarken, kaldırım sokaklardan yürümek, kum üzerinde pişirilen kahve içmek, Rodop mutfağının lezzetli yemeklerini tatmak, etnografya kompleksi içindeki atölyelerde zanaatçılar ve çıraklarının çalışmalarını görmek mümkün. Bıçakçı, çömlekçi, abacılar ve başka ustalar orada eski zanaatları canlandırıyor.

Bütün bunlar Zlatograd’ın günümüzde turistik cehresini oluşturuyor.

Etnografya tesisinde Nina Çolakova’nın dokumacı atölyesi ilgi topluyor. 10 000 yıl once icat edilen dokumacılık, Avrupa’da da tek giyim hazırlama şekli olmuştur. Kıtada ilk tekstil fabrikaları 18.- 19. yüzyılda ortaya çıktı.

Dokuma tezgahında becerilerini sergileyen Nina Çolakova, her misafirini dükkanında tebessümle karşılıyor ve isteyen herkese bu işin inceliklerini anlatıyor.

Nina Çolakova’nın asıl mesleği muhasebeci. Ancak tekstil teknisyeni olan eşiyle beraber, bu eski zanaatı çanlandırmayı ve gelen turistlere onu göstermeye karar verirler. 12 yıldan beri Nina çağdaş yöntemlerden uzak, tamamen doğal malzemelerle çalışan bir dokuma tezgahı açıyor.

"Atalarımızdan gelen bu geleneği olduğu gibi göstermek istiyoruz. Pamuk burada zor bulunduğu için, onlar genelde yün üzerinde çalışırmış. Bugün artık doğal ip ve yün bulmak zor oldu. Bizim dokumacı dükkanına malzemeler Sliven ve Kazanlık’tan geliyor. Bir süre önce burada zanaatlar okulu vardı, ancak o kapılarını artık kapattı ve gelenekleri devam ettirecek gençler yok. Evlerde artık dokuma tezgahları yok, yün hayvanları da bulunmuyor. Oysa eskiden keçi yününden bile dokumalar yapılırmış nem ve soğuktak koruduğu için onları yere seremiş veya çobanlara yağmurluk yapılırmış. Keçi kılından dokunmuş yağmurluk, çobanları dağda yağmurdan korurmuş.

Nina dokuma tezgahındaki marifetlerini sergilerken, gelen konukların satın alabileceği yastık, patik, mendil, şal, halı ve torbalar da dokuyor.

"Turistler bunları beğenerek alıyor. Son zamanlarda eski geleneklerin canlandığı dikkati çekiyor. Eskiye ilgide artış var. Bazıları böyle halk kostümleri giyerek, onlara ekleyecekleri objeler arıyor. Bazıları ise meyhane tarzı mekanlarda kullanıyor, dokumalarımızı minder olarak kullanıyor ve genelde hiç bir ürünümüz bir- iki haftadan çok rafta kalmıyor. Daha çok üretmeye imkanımız yok. Örneğin bir metre halı 3, 4 saatte dokunuluyor.

Fotoğraflar: Krasimir Martinov

Çeviri: Sevda Dükkancı




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Albena tatil beldesi

Milletvekilleri, ulusal tatil köylerine ilişkin kriterleri belirledi

Parlamento , Turizm Kanunu'nda ulusal tatil köylerinin ilan edilmesi kriterlerini düzenleyen değişiklikleri ilk okumada kabul etti. Ulusal tatil köylerinin ilan edilmesi, Turizm Bakanı ’nın teklifi üzerine Bakanlar..

Eklenme 18.09.2024 15:58

Bulgaristan ve Türkiye arasında ortak turistik rotaların oluşturulması gündemde

İstanbul’da “Bulgaristan – keşfet ve paylaş” adı altında ve Bulgar ile Türk turizm ürünü arasındaki etkileşim imkanlarının ele alınmasını amacı ile düzenlenen turizm forumunun açılışında konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , iki ülke arasındaki..

Eklenme 16.09.2024 07:02

Burgas Havacılık Müzesi Eylül ayında Mi-2 helikopterine dikkat çekiyor

Burgas Havacılık Müzesi , Eylül ayında teşhirinde çok özel yere sahip olan Mi-2 helikopterine dikkat çekiyor . Burgas’ın Havacılık meraklısı olan sakinleri ve konukları, ilk uçuşunu 22 Eylül 1961’de gerçekleştiren hava aracının işlevleri ve..

Eklenme 16.09.2024 04:00