Savunma Bakanı ve Güvenlikten Sorumlu Başbakan Yardımcısı Krasimir Karakaçanov, Bulgaristan Radyosu’na verdiği demeçte NATO ve AB’nin, Yunanistan-Türkiye arasındaki anlaşmazlıkları çözeceklerine dair güvence verdi. 2019’un son günlerinde çalışma arkadaşımız İvo İvanov’a verdiği demeçte 2020 yılında Bulgaristan’ın göçmen baskını ile baş edip edemeyeceği sorusuna Bakan Krasimir Karakaçanov şöyle cevap verdi:

“Türkiye ile sınırımız kontrol altında ve kontrol altında olmaya da devam edecek, çünkü bizim sınır polisi dışında sınırımızı korumak için ordu güçlerini de kullanma hazırlığımız var. Ve burada Hükümet’in iradesi açık ve nettir – topraklarımıza büyük kitlelerin yasadışı yollardan girmesine olanak vermemek. Bu konuda Yunanistan çok daha savunmasız, çünkü büyük bir deniz sınırı var ve bizim Türkiye ile sınırımızda uyguladıklarımızı onların adalarda uygulama imkanı yok. Bizdeki durum biraz daha kolay, ancak oldukça daha ciddi önlemler de almış bulunuyoruz. Ve eminim ki, kasten bir provokasyon olmadığı, birisinin kasten yüzlerce bin insanı organize edip sınırımıza göndermediği müddetçe, ki ben böyle bir durumla da baş edebileceğimizi düşünüyorum,  sınırımız için endişe olmaması lazım.”

NATO mekanizmaları Bulgaristan’a yakın olan iki müttefik ülke Yunanistan ve Türkiye arasındaki gerginliği kontrol altına alabilecek mi?

“Evet, kontrol altına almayı başarabilecekler, çünkü Türkiye ve Yunanistan arasındaki gerginlik ekonomik tartışmalardan doğmadır. Oldukça büyük ekonomik kar perspektifi veren Kıbrıs yakınlarındaki doğal gaz söz konusu. Ve burada Türkiye – Yunanistan arasındaki tartışma bu imkandan kimin yararlanacağı tartışmasıdır. Ancak bana göre, “silah gösterilerine” rağmen, iki devletten hiç biri silahlı müdahalede bulunma cesareti gösteremeyecektir. Bunun için NATO’da da yeterince mekanizma var, ve bu AB aracılığı ile de önlenebilir. Ancak bu hiçbir şekilde gerginlik ve belirsizlik olduğu gerçeğini ve bu sürecin büyüme ihtimali olduğunu değiştirmiyor.”

Sırbistan’da silahlandırılmanın artırılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Birkaç şey dikkatimi çekiyor. Son birkaç yıl içerisinde Sırbistan siyasetçileri tekrar yakınlarındaki düşmanı aramaya başladılar. Bulgaristan olsun, Hırvatistan olsun, tekrar komşularından bir kısmını neredeyse onlara karşı komplo kurmakla suçlamaya başladılar. Sırbistan halkı ve Sırbistan siyasetçileri için NATO ve AB’de yer alıp almamak bir seçim meselesidir. Ancak seçtikleri AB’ye üyelik başvurusunda bulunma ve NATO dışında kalma taktiğinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını belki onlar da biliyor. Ancak Sırbistan’ın çok aktif bir şekilde silahlandığı bir gerçektir. Sırbistan Savunma Bakanı’ndan Sırbistan’ın Balkanlar’da havacılıkta birinci yerde olmayı istediğine dair sözler duyuyoruz. Bu da düşündüren bir konu! Sırbistan ve Kosova arasında toprak değişimi, Bosna topraklarının bir kısmını Sırbistan’a dahil etme sözleri de küçümsenecek türden değil. Ben hiç kimseyi suçlamak istemiyorum, ancak Balkanlar’daki uygulamayı göz önünde bulundurduğumuzda, dikkatli olmamız, durumu çok iyi gözlemlememiz ve olanların analizini yapmamız gerekiyor.”

Ve biraz da Kuzey Makedonya ile hala çözülemeyen anlaşmazlıklardan bahsedelim.

“Karmaşık bir konu. Çözümü Üsküp’ten almamız gerekiyor. Tito döneminden kalma, senin iyi olman için herkesle flört etme ve herkesi de birazcık yalandırma politikasının devam etmesi imkansız. Biz Kuzey Makedonya’yı egemen bir devlet olarak tanıdık. Hiç kimse bizden onların “Makedonca” dedikleri dilin ayrı bir dil olduğunu kabul etmemizi isteyemez. Onların Anayasası’na göre, bu dili 50 yıl önce “Makedonca” olarak ilan etmişler, ki onlar bu dile “Esperanto” da diyebilir, bu onların sorunu. Ancak uluslararası hukukta devletler tanınıyor. Uluslararası hukukun ele aldığı Kuzey Makedonya devletidir, onların yeni bir dil veya da Makedonya ulusu fikirleri değildir. Uluslar ve diller tanınmaz. Kıbrıs nedeniyle Türkiye-Yunanistan arasındaki çatışmadan bahsettik. Siz Kıbrıs’ta veya Yunanistan’da birinin Yunanca konuşan Kıbrıslıların ayrı bir ulus olmadığına dair tartıştığını duydunuz mu? Veya da Kıbrıslıların hangi dilde – Yunan dili mi Kıbrıs dili mi konuştukları? Almanya ve Avusturya arasında Avusturya dili mi Almanca mı konuştuğu, savaş eşiğinde bulunan iki Kore devletinin böyle bir tartışma olduğunu duydunuz mu? Kuzey Kore ulusu var mıdır veya iki dilden birisi diğerinden farklı mıdır? Bu “şizofreni” Tito Yugoslavya’sında ideoliji temelinde Makedonya’daki Bulgar davası ve bilincini yok etme fikri ile geliştirilmiştir ve bunun Avrupa siyasetinin bir  parçası olması ve kim olursa olsun bunu Bulgaristan’da birisinin kabul etmesi ve desteklemesi imkansızdır. Bunun gerçekleşmesi imkansızdır” diye konuştu net bir şekilde Bulgaristan Savunma Bakanı ve Güvenlikten Sorumlu Başbakan Yardımcısı Krasimir Karakaçanov.

Çeviri: Özlem Tefikova