Bulgaristan tarihinin kronolojisinde birçok kahramanlık hikayesi yer alıyor. Birinci ve İkinci Bulgaristan Krallıkları öncesi ve sırasında atalarımız tarafından kazanılan çok sayıda askeri zafer ülkemize Avrupa jeopolitik haritası üzerinde stratejik konum kazandırıyor. Tarihin bu sayfalarından aldığımız ilham verici örnek, nesiller boyunca aktarılmayı hak ediyor.Sofya'daki Ulusal Kültür Sarayı'nın ev sahipliği yaptığı "Tarihi İhtişam " sergisinin hedeflediği şey tam da budur.
12 Ekim'e kadar ziyaretçiler, 50'den fazla tabloyu, Borovsko ve Panagyurishte'den gelen eserlerin kopyalarını, M.Ö. 4. yüzyıldan kalma, Trakya ve Orta Çağ'dan kalma Bulgar yöneticilerinin heykellerini görebilirler. Ayrıca konuklara özel eski çağlara özel tarifler yanı sıra Bulgar ortaçağ tarihinin farklı dönemlerinin ayrıntılarını gösteren tarihi romanlar da mevcuttur.
Organizatör Angel Todorov'a göre, bugüne kadar ziyaretçilerin yüzde 30'unun her gün ziyaret ettiği bu tür üç sergi düzenlendi. Bunun nedeni ise, çeşitli atraksiyonlar sayesinde çocuklarıyla beraber geçmişe yolculuk eden ebeveyn ve çocukları. En dikkat çekici etkinlik ise, askeri okulların yaptığı faaliyetlerin benzerleridir. Çocuklar kılıç, balta ve okçuluk kullanma becerisini geliştirebilirler. Silahlar elbette ki ahşap ve ciddi yaralanma tehlikesi taşımıyor. Eğitimin bitiminden sonra, her çocuk aynı zamanda geleneksel Trakyalı yemini de edebilir.
Serginin 27 Haziran 2020 tarihine kadar ülkenin 27 kentini ziyaret etmesi öngörülüyor. Ulusal turun sona ermesinden sonra, sergi, Bulgaristan'ın kompakt göçmen topluluklarının bulunduğu dünyadaki farklı şehirleri ziyaret ederek ülke sınırlarının ötesine geçecek.
“Ayrıca, gelecek yıl yapılması planlanan sergi için hazırlıklara başlıyoruz, çünkü önümüzdeki 20 yıl içinde hep bu tür sergiler yapmayı planlıyoruz“, diyor Bulgaristan Radyosu'na verdiği demeçte Angel Todorov. “Bu yıl topraklarımız üzerinde yaşamış halkları, gelecek yıl Trakyalılar için özel bir sergi sunacağız, daha sonra Bulgarların göçebe dönemini tanıtacağız.Dördüncü yıl, Bulgar okulunun tarihine odaklanacağız, çünkü insanlar Kiril ve Metodiy kardeşlerin ve Bulgar alfabesinin yaratılışını biliyorlar, ancak o döneme ait bir dersliğin nasıl göründüğünü bilmiyorlar. Beşinci yılda Bulgar mimarisinin tarihini sunacağız. Tüm bu sergilerde yeni tablolar, heykeller ve nesneler yer alacak.”
Halkın beğenisine sunulan eserlerin her biri, mümkün olduğunca gerçeğe yakın olması için tarihçiler ve arkeologlarla istişare edilerek hazırlandı. Katılımcıların kıyafetleri ve etkinlik boyunca sundukları ritüeller onların yardımıyla hazırlandı.
Fotoğraflar @HistoricalArtBulgaria
Çeviri: Ayser Ali
Ortodoks Kilisesi, 20 Aralık’ta Aziz İgnatius gününü kutluyor. Bulgarların halk takviminde İgnajden olarak adlandırılan bu günde Meryem ananın doğum sancılarının başladığına inanılıyor. Bu inanış “İganjden’den Noel’e kadar Meryem ana acı çekti”..
Kelime anlamı itibarıyla “dönmek, geri dönüş, dönüş yapmak, rücu etmek” anlamlarına gelen tövbe kavramı, dinî literatürde mezmûm/zemmedilen, yerilen, kötü ve olumsuz şeylerden vazgeçip övülen, güzel ve olumlu şeylere yönelmek şeklinde tarif edilmektedir...
Bugün Ortodoks Kilisesi, Meryem Ana’nın annesi Azize Anna’nın hamileliğini kutluyor . Tanrı doğuran bakire Meryem’in kutsal ebeveyni Aziz Yohakim ile Azize Anna’nın uzun yıllar boyunca çocukları olmaz . Kişisel acılarının yanı sıra, çocuk..
On bir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı yine kapımıza dayandı, bereketiyle geldi. Bu yüzden biz de "Merhaba ey şehr-i Kur'ân! Merhaba ey şehr-i sıyam!..