Mutlak bilgi sahibi Allah’tır. O, herşeyi, hem görüleni hem de görülmeyeni ile, hem olanı, hem de olacak olanı ile bilendir. İnsan, Allah’ın izin verdiği kadarını bilebilir. Onun için insanın hakikî ve olabildiğinde fazla bilgiye ulaşması için ilâhî kaynakla bağını güçlü tutması gerekir.
Bilgi, insanın dünyada sahip olduğu en değerli şeydir. Bilgiye sahip olup onun doğru bir şekilde kullanılması neticesinde insan mutlu olur ve diğer mahlûkâta fark atar. O yüzden bilginin değeri çok büyük olmakla beraber onun elde edileceği kaynakların güvenilir olması, yanıltıcı olmayan doğru ve hakikî bilgiye ulaşılması ehemmiyet arz etmektedir.
Yaşadığımız çağ, bilgi çağı olarak adlandırılmaktadır. Artık bilgiye ulaşmak oldukça kolaylaşmış görünmektedir. Eskiden elde etmek için bir ömrün yetmediği bilgiler, bugün bir “tık”la önümüze serilmektedir. Bu durum günümüz insanının işini oldukça kolaylaştırmaktadır. Allah’ın bu nimet ve lütfunun kıymetini bilmek gerekir.
Maamâfih, yıllar, aylar, haftalar ve saatler değil, dakikalar ve hatta saniyeler içerisinde gerçekleşen hızlı akışı esnasında bilginin yukarıda ifade ettiğimiz sahihlik ve gerçekliği, yani aldatıcı, yanıltıcı ve hakikat dışı olmama özelliği önem kazanmaktadır. Saniyeler içerisinde binlerce harf, yüzlerce söz, megapiksellerce görüntü, gigabaytlarca veriden oluşan ve bir şekilde beynimizle temasta bulunan, hatta kalbimizi meşgul eden bilgilerin doğruluğu konusunda hassasiyetimizi güçlendirmeliyiz. Aksi takdirde sayılı saatlerimizi, sınırlı aklî kabiliyetlerimizi, kısıtlı kalp dünyamızı sahih olmayan, aldatıcı, yanıltıcı, lüzumsuz ve sunî olarak üretilmiş bilgiler işgal edecektir.
Bir Müslüman her ânını hayırlı işlerle meşgul olarak geçirmek zorundadır. Zira Allah, kendisine verdiği zamanı nerede harcadığını soracaktır. Ayrıca yine Peygamber Efendimizin bildirdiğine göre, insan elde ettiği bilgiyi ne amaçla, hangi yolda kullandığı hususunda da sorguya çekilecektir.
Bütün bunlar, Müslümanı yaşadığı bilgi çağında bilgi hususunda son derece hassas davranmaya, bilginin kaynağını araştırmaya, arpa ile kılçığı birbirinden ayırmaya, lüzumsuz bilgileri öğrenmek için zaman harcamamaya zorlamaktadur. Bilerek veya bilmeyerek bir şekilde duyup öğrendiği yanlış, lüzumsuz, faydasız bilgileri yaymamak ve paylaşmamak da bilgi hassasiyetinin bir gereğidir.
Allah bizleri hakikî mânâda ilim ve hikmet sahibi kılarak faydasız bilgiyi öğrenmek, taşımak, kullanmak ve yaymakmaktan muhafaza eylesin!
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple İslâm dininin hayatın farklı alanlarındaki hükümlerini imkânları ölçüsünde öğrenmekle mükelleftir...
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son veren antlaşma imzalandı. Tarihçilere göre, öz toprak kaybına yol açan bu antlaşma Bulgaristan..
25 Kasım’da Bulgar Ortodoks Kilisesi Aziz Kliment Ohridski’yi anıyor . Kiril ve Metodiy Kardeşlerin yedi öğrencisinden biri olan Kliment Ohridski, tanınmış başpiskopos, öğretmen ve kitap yazarıydı. Aziz Metodiy’in ölümünden..