Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Doç. Spas Taşev: Yılda ortalama 5 000 kişi Bulgaristan’ı terk ediyor

Photo: dnevnik.bg

Dışişleri Bakanlığı yurtdışındaki Bulgaristan vatandaşlarının sayısı ile ilgili bir bildiri yayınladı. Bu bildiriye göre, 2 417 000 Bulgaristan vatandaşı yurtdışında, sadece AB’de olanların sayısı ise 1, 5 milyonu geçiyor. Bakanlığın raporuna göre, son 7 yıl içerisinde ülkeden 400 000 kişi göç etmiştir.

Bulgaristan’ın göç dengesi nasıl oluşuyor ve nasıl hesaplanıyor? Yurtdışında yaşayan Bulgarların tam sayısı ne?

İstatistiklerin ötesinde ne olduğunu öğrenmek için Bulgaristan Bilimler Akademisi (BAN)’a bağlı “Nüfus ve İnsan Araştırmaları Enstitüsü” öğretim görevlisi Doç. Spas Taşev ile konuştuk. Doç. Taşev’e göre, Dışişleri Bakanlığı’nın yurtdışında yaşayan Bulgarların sayısına dair yayınladığı veriler bilim camiasını şaşırtıyor. Spas Taşev’in Bulgaristan’ın göç dengesi ile ilgili gözlemleri ise şöyle:

“Bulgaristan’ın göç kayıplarının en çok olduğu yıllar Bulgaristan Türklerinin toplu göçlerinin olduğu 1985-1992 dönemidir. O zamanlar yılda ortalama 66 000 kişi göç ediyor. Daha sonra göç dengesi sürekli küçülmeye başlıyor. 2013 yılında ülkemizde minimum göç vardı – yılda 1 100 göçmen. Göç bakımından bu dönem oldukça iyi bir dönemdi. Bu sebeple, 2015-2020 yıllarından sonra biraz olumlu göç dengesine sahip olacağımıza dair tahminler yapıldı. Son iki yıl içerisinde göç kayıplarımızda yıllık ortalama 4-5 000 kişilik bir artış gözlemleniyor. Yani, Dışişleri Bakanlığı’nın istatistiklerinin gösterdiği gibi öyle çok büyük bir göçten söz edemeyiz.”

Peki istatistikler nasıl hesaplanıyor? Hareket özgürlüğü ve yaşanacak yer seçiminin temel hak olduğu AB’deki Bulgarları da göçmen olarak görmeli miyiz? Bu soruya Doç. Taşev şöyle cevap veriyor:

“Burada, mevcut göçleri saptamak için kesin bir mekanizmaya sahip olmadığımız gerçeğine geliyoruz. Modern dünyada günlük uluslararası göçlerden dahi söz edilebiliyor, çünkü her gün ülkeden ayrılan ve mesai sonunda ülkesine geri dönen insanlar var. Haftalık ve mevsimlik göçler var.

İstatistikler açısından bir kişinin göç etmiş olması için yabancı ülkede bir yıldan fazla zaman geçirmiş olması gerekiyor. Günümüzde istatistikçilerin arasında tartışılan bir konu da AB’ye yapılan göçlerin göç olarak kabul edilip edilmemesi veya da bunların bir emek hareketliliği modeli olarak görülmesi mi daha uygundur sorularıdır.

Bunların Bulgaristan için birer göç kaybı olup olmadığı yönünde karara varmak henüz erken, çünkü bu insanların büyük bir kısmının ülkelerine geri dönme niyeti var.”

Demografik sorun sadece Bulgaristan’ı değil, bütün Avrupa Birliği’ni etkiliyor. Batı Avrupa ile Doğu ve Orta Avrupa ülkeleri arasındaki göçmen kabulü konusundaki tartışmalara rağmen, acaba ortak bir çözüm aranmalı mıdır? sorusuna Doç. Taşev şu cevabı veriyor:

“Geçtiğimiz yıl Bulgaristan Bilimler Akademisi’nde ciddi bir şekilde demografik krizle mücadele için kaynak arayışları da dahil olmak üzere ülkenin demografik gelişimi ile ilgili bir proje üzerinde çalışmalar yapıldı. Geçmişte Batı Avrupa işgücü konusunda Orta ve Doğu Avrupa’dan göçe güveniyordu. Fakat bu bölgenin göç potansiyeli artık tükenmiş durumda. Genç işgücü verebilecek durumda olan tek bölgeler Orta Doğu, Kuzey ve Sahra Altı Afrika bölgeleridir, ki bu da artık Avrupa’da sosyokültürel görünümünde bir değişime yol açacaktır. Şüphesiz, bu ülkelerin sakinleri arasında bu tür bir politikanın demografik sorunları çözüp çözmeyeceği konusunda endişeye yol açıyor.”

Doç. Taşev’a göre, demografik kriz aslında maddi temellere değil de, daha çok modern Avrupalıların değer sisteminde yaşanan “geçiş dönemi krizidir”. Bu sorunun çözümünün anahtarı da çocuklara yönelik tutumumuza bağlıdır.

Doç. Taşev paylaşıyor: “Çocuklara bugün daha fazla duygusal boyuttan bakılıyorken geçmişte, özellikle de kırsal kesimlerde işgücü faktörü olarak rol almışlardır. Ancak bir yerde, çocukların ekonomik bir boyutla da ilgili olduğunu anlamamız gerekiyor, çünkü gelecekteki çalışan sayısı emekli aylıklarımızı da belirleyecek. Bu açıdan, Avrupa toplumunda doğum oranının artmasının yarar sağlayacağını düşünüyorum, çünkü bu şekilde Avrupa değerleri yeniden üretilecek ve daha istikrarlı bir sosyal sistem sağlanacaktır” diyor Doç. Spas Taşev.

Fotoğraflar: dnevnik.bg ve özel arşiv

Çeviri: Özlem Tefikova




Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Ursula von der Leyen'in yeni ekibi: Tüm AB Komisyonu üyelerinin onayını alacak bir "paket anlaşmaya" varılacak mı?

Avrupa Parlamentosu milletvekilleri, Ursula von der Leyen'in yeni Avrupa Komisyonu’nda yer alan 26 AB Komisyonu üyesi adayını, ilgili komisyonlarda dinledi. Ancak prosedürün sona ermesi, bir sonraki Avrupa Komisyonu için..

Eklenme 20.11.2024 09:09
Doç. Spas Taşev

Arnavutluk’ta Bulgarların yaşadıkları bölgelerin idari özerkliği olmalı

Arnavutluk’ta yapılan son resmi nüfus sayımı verilerine göre, Bulgar azınlığı ülkedeki en büyük azınlıklardan biridir. 7057 kişi kendisini Bulgar olarak tanımladı. Karşılaştırma yapacak olursak 23 bin kişi Yunan, 12 bin kişi Mısırlı, 9813 kişi..

Eklenme 19.11.2024 06:05

Bulgar Noel ağacı Chicago’daki Bilim ve Sanayi Müzesi’nde yeniden parladı

Bulgar süslemeleriyle parlayan Noel ağacı Chicago’daki Bilim ve Sanayi Müzesi’nin merkezinde yerini aldı. “Rüzgarlı şehir” Chicago’da yaşayan Bulgarlar, üst üste beşinci kez, 30 binden fazla renkli ışık ve yüzlerce aksesuarla Bulgar Noel ağacının..

Eklenme 16.11.2024 10:10