Diğer taraftan çalışacak işçi bulamıyoruz, gençlerin hepsi yurtdışına kaçtı. Ne çalışacak işçi, ne de ürünümüzü tüketecek insan kaldı. Demek ki, bu 3 yılın değerlendirilmesini yapacak olursak sadece olumsuz şeyler anlatabilirim. Başında her şey iyi başladı."

bu durumun en güç tarafını anlatırken İsmail Karacov şunları paylaştı:

“Hatta sığıtmaçlar bile yurtdışına gitti. Şu anda 40 hayvandan 34 tane inek ve düve kaldı. Sayıyı daha da düşüreceğim. Mandramız kaşar peynir, tereyağ ve ekşimik üretiyor. Mandrayı genişletip beyaz salamura peyniri, yoğurt, süt gibi ürünler üretecektik. Ama olumlu hiç birşey görmeyince, ne yapacağımızı bilmiyoruz. Buarada Rodoplarda herşey terkediliyor. Hatta hatta patatesler üretimi başta geliyordu, onlar da gözardı edildi. Artık patates de ekilmiyor. Sadece ben ve başka bir oğlanla, ikimiz kaldık bu bölgede mandra çalıştıran olarak. Sütlerini aldığım Pazarcik bölgesinden bir mandrada 80 inek var. Onlar da şimdi sadece 10 tanesini bırakacakmış. Tek sebep, çalışacak insan bulamıyorlar. Bize  kimse yardımcı olmuyor. Ne  ham madde açısından, ne de satışlarda. devlet, küçük ğretimi desteklemeli."

Bugün marketlerde kaşar peynirinin fiyatı etin fiyatını aşıyor. İyi bir kaşarı 16-17, hatta 20 levanın altında bulmak zor. Oysa yurtdışından getirilen kaşarlar çok daha ucuz? Neden? 

 Sırnitsa’dan mandra sahibi İsmail Karacov bu soruyu şöyle yanıtladı:

“Bizler kaliteden ödün vermiyoruz. Diğer Avrupa ülkelerinde litre süt fiyatı 30-32 euro cent'i aşmıyor. Bizler ise şu anda sütü 70 stotinkadan satın alıyoruz. Demek ki, Avrupa genelindeki 30-32 euro cent'i aşmışık. Diğer taraftan hayvan sahipleri için bu fiyat iyi. Bu fiyat onları hayvan bakmak için teşvik ediyor. Ama diğer taraftan da tüccarlar ürüne çok fazla fiyat ekliyorlar. Mesela buradan mandralardan kaşar peyniri KDV’siz 10 levadan çıkıyor. Ama markette 20 levayı buluyor. Sizler ne kadar fazladan satıldığına karar verin. Başka bir önemli husus daha var. Alım gücü çok sınırlı. Bugün ülekmizde kaç kişi kaşar peyniri satın alabilecek güce sahiptir. Bu düşük maaşlarla siz karar verin, kaşar peyniri kim satın alabilecektir. Tek sözle bir çıkmazdayız."

Sırnitsa’dan mandra sahibi ile sohbetimize, bundan 3 yıl önce sorduğum soruyla devam ediyorum:

"Rakip şirketler hakkında ne söyleyeceksiniz? Ürünümüz çok kaliteli olduğu için rakipleri solluyoruz. Hatta rakiplerimiz yok diyebilirim” demişsiniz. 3 yıl sonra bunu nasıl yorumlayacaksınız?

“Kalite konusnda şunu söyelyebilirim- daha da ileriye gitrtik. Hatta ülke genelinden bizi arayanlar var, beni kaliteden ve güzel lezzetten dolayı kutluyorlar. Mesela Pleven’den bir bayan bana “Kaşar peynirinin tadıyla beni çocukluğuma götürdünüz" dedi. Kalited konusunda çok çok iyiyiz, katkı madde yok, tüm maddeler doğal, mayasından sütüne kadar- hepsi organik. Fakat çok az insan bu kadar pahalı ürünü satın alabilecek güce sahiptir. Burada maaşlardan bahsetmiyorum. Burada çalışanlar, daha sonra yurtdışına gidiyorlar ve günde 150-200 leva alıyorlar. Peki, biz bu işçilere bu maaşları nasıl verebiliriz. Ondan dolayı herkes buradan kaçıyor. Bizler sadece yaşlılarla ve öğrencilerle kaldık buralarda. Hayvan sürülerini güdecek sığıtmaç bulamıyoruz, sadece ben değil, diğer çüftlik sahipleri de aynı durumda. Ben hala iki kızımı yanımda tutuyorum, onlar bana destek oluyor, onlar bana güç veriyorlar. Eğer dışardan işçi getirilmez ise, biz bu işin altından kalmayacağız...Burada Pazarcik bölgesinde durum böyle. Diğer bölgeler hakkında pek bilgim yok. İş gücü yok...

Ürünlerimizi Sofya'da, Blagoevgrad' ta, Stara Zagora bölgesinde astıyoruz. burada da zorluk çekiyoruz. Çünkü ürünümüzü dağıtacak  insan bulamıyorum. . Aslında ürünümüz beğeniliyor. Soranlar oluyor. Ama hal böyle olunca....."

Fotoğraflar: özel arşiv