Bulgaristan Ulusal Radyosu BNR dinleyicileri, Teodor Çereşev’in hoş sesini Bulgaristan ve dünyadaki spor etkinliklerini anlatan büyüleyici, bilgilendirici ve ince bir mizahla hazırlanan röportajlarından tanıyorlar. Başarılı bir spor gazetecisinin sırlarını, prensiplerini ve meydan okumalarını birinci elden öğrenelim dedik.
Teodor Çereşev’in değil de, spor gazeteciliğinin onu seçtiğini öğrendik. Herşey tesadüf sonucu meydana geliyor. O dönemin günlük “Rabotniçesko delo” gazetesinin grafik tasarımından sorumlu olarak stajını tamamladıktan sonra 2 yıllığına stajyer olarak çalışmak için davetiye alıyor. Teodor Çereşev bu teklifi kabul ediyor.
“Burada ilginç olan da şu, 15 Temmuz 1980 yılında işe başladım, ertesi gün ise Moskova’da Olimpiyat Oyunları başlıyordu. Böylece beni hemen derinliklere attılar. Özel bir olimpiyat ekibi kuruldu. Gazetenin son sayfasının tamamı Olimpiyat oyunlarına adandı. Çok iş vardı, ama böylece zor işlerin üstesinden gelmeyi öğrendim."
Teodor Çereşev, spor gazeteciliği mesleğini beğeniyle yapıyor ve onun hoşuna giden de sporda hiç birşeyin tekrarının olmaması ve en önemlisi de farklı spor dallarından insanlarla tanışma fırsatına sahip olması. Ayrıca iş gezileri sayesinde tüm dünyayı gezebiliyorsun! Gerçek anlamda Teodor Çereşev, Avustralya’dan Kanada’ya ve Çin’den Arjantin’e kadar birçok ülkeyi görebilme şansına sahip olurken en önemlisi de 6 yaz ve 3 kış olmak üzere, tam 9 Olimpiyat oyunlarından röportajlar sunuyor.
En heyecan verici karşılaşmalarından biri 1996 Atlanta Olimpiyatlarında meydana geliyor. Orada bir spor salonunda artık Parkinson hastalığına yakalanmış olan Muhammed Ali ile tanışma fırsatı oluyor. Onunla konuşmayı ve hatta imza almayı başarıyor. Fakat spor gazeteceliğinin başka meydan okumaları da var. Mesela farklı spor dallarında eski galibiyet ve mağlubiyetlere ilişkin sonsuz veriler içine dalmak gibi, ya da büyük spor etkinliklerinde minder üzerinde güreş müsabakasını, ya da koşu yarışını yorumlayarak bir spor müsabakasından diğerine koşmak gibi.
İnsan böyle meydan okumlarının üstesinden nasıl gelebiliyor?
“Aslında düşünmek için pek zamanın yok. Mesela Rio de Janeiro Olimpiyatlarında tek başınaydım ve bu da BNR’de o ana kadar hiç rastlanmamış bir durumdu. Gerçekten şehrin dört bir ucunda düzenlenen farklı yarışmalara koştum – atletizm, oradan ritmik jimnasitik, daha sonra güreş ve boks müsabakalarına. Fakat bir Bulgar sporcunun başarıyı elde ettiği anda tüm yorgunluk, zorluklar, sıkıntılar unutuluyor ve yerini heyecana bırakıyor. Bunu canlı olarak yaşadığında ise duyduğun gurur olağanüstüdür. “
Teodor Çereşev, farklı gazetelerde tecrübe ve profesyonel deneyim sahibi olduktan sonra 1997 yılında BNR ailesine katılıyor. Birçok dinleyici, spor etkinliklerini spor gazetecilerinin renkli yorumunu ile birlikte kabul ediyor. Bu yorumu yakalamak kolay mı, diye soruyoruz kendisine. Aldığımız cevap ise hayli şaşırtıcı:
Renkli yorum birçok anlam taşıyabilir. Her zaman doğru Bulgarcanın konuşulmasından yanayım. E, bazen böyle argo da sızabilir cümlelerde. Her zaman söylediğim gibi, radyoda, yoksa televizyonda çalışman fark etmiyor, ama doğru düzgün yazmak için gazetede çalışmaya başlamanın en iyi olduğunu düşünüyorum. Daha sonra doğru düzgün yazdığını sesinle dinleyicilere aktarmak en doğrusu bence.
Bazen spor, güzel anlarda birleştireceği yerde, seyiricleri ön yargılarıyla bölüyor. Peki bir spor yorumcusu ön yargılara izin verebilir mi?
“Hiç bir zaman ön yargılı olmamışımdır. Tabii ki, bir tek Bulgar takımlarının oynadığı büyük turnuvaların dışında. Taraftarlar için şunu söyleyebilirim. Öğrenci ve üniversiteli olduğum yıllarda “Levski” takımını tutuyordum. Gazetede çalışmaya başladığım zaman ise farklı takımlarının maçlarına gitmek zorundaydım. O zaman her iki tarafın da aynı – hep galibiyeti yakalamak için mücadele eden insanlar olduklarını gördüm ve içim rahatladı! Birileri 5-0 galip mi gelecek, yoksa diğer takım 10 golle mağlup mu olacak, benim için hiç bir önemi yoktu artık. Bugün ise herangi bir takımı tutmuyorum."
Spor gazetecilerinin spor haberlerine dinleyiclerin dikkatlerini çekmek için nedir en önemli unsur?
“Aktardığın spor müsabakası ne kadar da sıkıcı olursa olsun, onu dinleyicilere ilginç şekilde anlatmak çok önemli. Bazen o kadar sıkıcı maçlar var ki, ne yapacağını şaşırıyorsun! Bir zamanlar “Naroden sport” (Halk sporu) gazetesinden meslekdaşım Vasil Krumov’u, futboldan sorumlu olmamasına rağmen, yorumlamak için bir futbol maçına gönderirler. Ertesi gün gazete şu manşetle çıktı: “Filanca takım ve falanca takım 0-0”. En altta da: “Hiç birşeyin meydana gelmediği bir maç için yazılacak hiç birşey yok”. Olağanüstü bir yorum! Fakat bu bir gazetede olabilir, ama radyoda canlı yayında olamaz!”
Fotoğraflar:özel arşiv
Çeviri: Şevkiye Çakır
Bulgaristan’ın en iyi tenisçisi Grigor Dimitrov , New York’taki “Flushing Meadows” kompleksindeki “Arthur Ashe” Merkez Kortunda, Amerika Açık Tenis Şampiyonası’nın çeyrek final maçında Frances Tiafoe’ye karşı oynadığı karşılaşmadan sakatlık nedeniyle..
Bulgaristan’ın en iyi erkek tenisçisi Grigor Dimitrov, Rus Andrey Rublyov’u mağlup ederek US Open’da çeyrek finale yükselmeyi başardı . Üç saat 40 dakika süren karşılaşmayı Dimitrov 3:2’lik setler (6:3, 7:6 (3), 1:6, 3:6,..
Paraolimpik gülle atıcı Rujdş Rujdi Paris’te engelli sporcuların yarıştığı Paraolimpik Oyunlarda F55 kategorisnde altın madalya kazandı. Bu birincilik, Bulgaristan adına yarışan Rujdi’nin ikinci olimpiyat altınıdır. Gülleyi 12.40..