İnsan değerli bir varlıktır. Saygıya lâyıktır. İslâm dini bunu öğretmektedir. Kur’ân-ı Kerim, “Biz Ademoğullarını değerli ve saygın kıldık” buyurmaktadır. Bu saygınlık sadece hayatta iken geçerli değildir. Peygamber Efendimizi ölenlere saygılı olmayı öğretiyor, hatta dinine, inancına bakılmaksızın saygıda kusur edilmemesini öğütlüyor.

Müslümanlar, hayatı ölüm öncesi ve sonrası olarak algıladığı ve buna tereddütsüz inandığı için bu dünyaya gelip de kendilerinden önce gidenlere saygı ifade eden farklı uygulamalara sahiptir. Bu davranışlar, ritüeller, duygusallık, bilgisizlik veya yanlış algılamalar sebebiyle sıkça dinî sınırları zorlamaktadır, hatta zaman zaman aşındırmaktadır. O yüzden İslâm dini kabir ziyareti, türbe ziyareti gibi hususlarda belirli kurallar koymuştur. Bunlara riayet edilmesi, insanın inancını doğru bir şekilde uygulayarak saygınlık ve sevap kazanmasıyla sonuçlanmaktadır. Aksi takdirde ise akıl kârı olmayan yanlış uygulamalara gidilmekte, insanın haysiyet ve saygınlığı zedelenmekte, günah işlenmektedir, daha da ötesi dinden çıkma riskiyle karşı karşıya gelinmektedir.O yüzden bizden önce gidenlere saygının kurallarını bilmek son derece faydalıdır.