Varna’ya bağlı Dolni Çiflik şehrinde faaliyet gösteren “Barış” Halk Kültürevi vefatının 35.yılında şair Fikri Şükrü’yü anma töreni düzenleyecek.
2004 yılında kurulan Barış Halk Kültürevi halkın kültür, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamakta ve faaliyet göstermektedir. Kültürevinin hizmet ve faaliyet alanında yoğunlukla Türk azınlığına yöneliktir. Merkeze bağlı kütüphane hizmetleri, Türkçe Anadili kursları, Türk halk oyunları eğitimi, modern dans, saz kursları, vatandaşlık ve insan hakları eğitimi verilmektedir. Kültürevine bağlı Karadeniz Halk Oyunları Topluluğu, Barış Çocuk Danslar Grubu, Street Dance modern dans grubu, saz grubu, Türkuaz müzik grubu, çocuk futbol takımı, doğayı sevenler kulübü gibi birimler yer alıyor.
Halk Kültürevi'nin gerçekleştirdiği çeşitli kurs ve etkinlikleriden 2017 yılına göre 1730 kişi yaralanmış.
“Barış” Halk Kültürevi 25 Temmuz’da vefatının 35.yılında şair Fikri Şükrü’yü (16 Mart 1942- 26 Temmuz 1983) anma töreni düzenleyecek. Fikri Şükrü’nün Bulgarca yazdığı şiirlerini ise Rüstem Aziz Türkçe'ye çevirdi. Daha 1994 yılında Varna’da “Yolun sonunda” adlı kitapta derlenen şiirler derin bir içerik ve feryat içeriyor.
Fikri Şukü 16.03.1942 yılında Varna ilinin Avren ilçesine bağlı olan Dıbravino (Çalı Mahalle) köyünde doğdu.
Yetimler okulunda okuyup Varna Ekonomi Lisesi'nden mezun oldu. Hayatını ve umutlarını Devnya'ya bağlıyor ve Devnya vadisinin 'ekmek yolunu adımlıyor'. Vefatına kadar Devnya’nın çesitli kimya fabrikalarında muhasebeci olarak çalıştı.
'Vladimir Başev' edebiyat klübü aktiv üyesi olarak Devnya'da ve Bulgaristan’ın çeşitli şehirlerinde edebiyat günlerine katıldı.
1979 yılında Varnadaki 'Georgi Bakalov' yayınevi 'Devnya yazı' adlı şiir koleksiyonu kitabında, Fikri Şükrü şiirleri de yer almakta.
Şair 'Soya dönüş' sürecine kişiliği ve yazdıkları ile karşı çıkmış ve buna ilişkin yetkililer tarafından zulüm görmüştür.
Zülme dayanamayınca 26.Temmuz 1983 yılında hayatına son verir. Fikri Şükrü bir nevi 'Soya dönüş' süreci ideologlarına da bir uyarı vermiş olup, direniş ve baş kaldırışı da auyordu.
Fakat onun şiirinde de ifade ettiği gibi 'Yolun sonu' aslında sonsuzluğa giden bir yol olmuştur.
* * *
Ekmek yolunu adımlıyorum ha babam,
Kahramanlığın yönü malumum değil.
Fikirlerim sırtındadır ak bir bulutun
-gelecektir istikametin bunu bil-.
Buğday kokulu dumanlar içinde
Gelincik çiçeğinin kökünü aramaktayım.
Sırsıklam rüzgar fısıldamakta :
-Hep ileri, hep ileri! diye kulağıma.
Ve ümidim ileriye yönelip de
Tempo tutar kızımın adımlarına…
Akşamları köpek havlaması uyutan korkumu.
Sabahları horozlardır
uyandıran tüm umudumu…
***
YOLUN SONUNDA
Boydan boya kat edip de yolumu
harcayınca bütün zaman payımı
kilometre taşı gibi uyuyuvereceğim
yaslanarak üzerine tüm gerçeklerin.
Artık beni ısıtmaz ısıtmayacak
usul anıların güneşi…
Garip feryadıyla günün batışı
Gemilerin demir atmasını andıracak…
***
Kimdir bu ozan, neden genç yaşta hayatına kıydı, eserlerinde hangi duyguları yansıttı? Bu sorunun cevabını arayacağız “Barış” Halk Kültürevi Başkanı İbryam Ahmet’ten öğreneceğiz. Ancak ondan önce İbryam Ahmet bize halk kültürevinin çalışmaları ve amaçlarını tanıtacak:
Habil Habilov ise onun şiirlerinden bir demet şiir:
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham alan çocuk resimlerinden oluşan özel bir sergi düzenliyor. Plovdiv sakinleri ve konukları,..
Dokuzuncusu düzenlenen “Metroda Şiir” etkinliği bugün başlayıp 23 Aralık tarihine kadar devam edecek . Sofya’daki Polonya Kültür Enstitüsü’nün girişimiyle düzenlenen etkinlikte, başkentliler ve misafirleri, metro vagonları ve istasyonlarında,..
"Gel, gel, ne olursan ol, yine gel, İster kafir, ister mecusi, İster puta tapan ol, yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da, yine gel... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz.....