Bulgaristan'ın çeşitli bölgelerinden hatta yurtdışından, lezzetli Bulgar yoğurdu ve geleneklerinin hayranı birçok kişi, takvimlerinde 30 Haziran'ı özellikle işaret ettiler, çünkü o tarihte Sırbistan sınırına yakın Trın kasabasında Yoğurt Bayramı düzenleniyor. Etkinliğin yeri tesadüfi olarak seçilmedi.
Geleneksel Bulgar yoğurdu fermantasyonunun temeli olan laktik asidi izole eden ilk kişi Dr. Stamen Grigorov, bu bölgede, daha doğrusu Studen İzvor köyünde doğmuştur. Bilimadamı, yeni keşfettiği bakteriye Bulgaristan'ın ismini koyar - Lactobacillus Bulgaricus.
Cumartesi günü Trın Meydanı'nda gerçekleşecek etkinliğin organizatörleri, Trın Belediyesi, "LB Bulgaricum" şirketi ve "Dr. Stamen Grigorov Vakfı”. Stamen Grigorov'un soyundan gelen Yulia Grigorova ve vakfın başkanı, bu yıl festivalin bir öncekinden farklı olacağını söylüyor:
Son yıllarda, büyük mandıranların çoğu etkinlikte yer aldı ve piyasada daha az bilinen yeni ürünlerini sundu. Onların yanısıra yerel çiftçiler de sunumlarda yer aldı. Endüstriyel ve ev yapımı süt, peynir ve kaşkaval arasında bir karşılaştırma yapıldı. Bu yıl, geleneksel ortağımız “LB Bulgaricum” kutlamalara diğer süt ürünleri üreticilerini davet etmemeye karar verdik. Bu, yerel ve küçük ölçekli çiftçilerin ürünlerini sergilemelerini sağlayacaktır. Bölgede çok güzel meralar var ve süt çok kaliteli. Şehirlerden gelen konuklar daha fazla yerel ürünü tadabilecekler. Daha sonra, Trın’da en az iki ayda bir çiftlik pazarı kurmayı planlıyoruz. Ayrıca bölgeyi ziyaret eden turistler Erma Boğazı, Yoğurt Müzesi ve Busin Seramik Müzesi’ne de ilgi duyacaktır.
Bayramda, inek, koyun ve keçi olmak üzere çeşitli yoğurt türleriyle birlikte, seramik, ağaç oymacılığı, ev yapımı iplikler ve trikolar gibi yerel el sanatları sunulacak. Ev yemeği ustaları için de bir yarışma olacak. Bu yüzden lezzetli yemek yemeyi sevenler, çeşitli börekler ve yoğurtla yapılan diğer unlu mamülleri deneyebilirler. Peki, geleneksel Bulgar yoğurdu ve Batı'daki popüler yogurt arasındaki fark nedir?
Temel farkı sağlık oluşturuyor. Bulgar yoğurdu, yogurt olarak bilinen, tatlandırılan ve Avrupa tadı için daha kabul edilebilir hale getirilmesi için ek katkı maddelerine sahip ürünlerden biraz farklıdır. Bulgarların tükettiği yoğurdun asitliği Lactobacillus Bulgaricus'un varlığından kaynaklanıyor. Son zamanlarda, Avrupalılar ve Japonlar tarafından giderek daha fazla aranan hale gelmiştir, diyor Yulia Grigorova ve şöyle devam ediyor:
Japonlar, Trın'daki Yoğurt Bayramına düzenli olarak katılıyor. Bu yıl, Kore’den de ilgi var. Ve önümüzdeki sene, bir Norveç programına dahil olduğumuz için, aralarında Romanya, Avusturya ve Hırvatistan’ın yer aldığı, birkaç Avrupa ülkesinden de katılım olacak.
Bulgar yoğurdunun dünyada çok popüler olması bir tesadüf değil. Son on yıldır dünya çapında probiyotikler arasında popülerlik kazanan Bulgar yoğurdunun, antibiyotik tedavisi dahil olmak üzere birçok faydası var. Sindirim sistemi florasını düzenlediği gibi, kanser tedavilerinde faydalıdır, mide, karaciğer ve bağışıklık sistemine de olumlu etkisi vardır. Ancak, bazen, süt üreticileri geleneksel yoğurttan çok farklı ürünler sunmaktadır. Kaliteli yoğurdu nasıl tespit edebileceğimizi sorduk Yulia Grigorova’ya:
Kimyasal araştırmaya gerek yok. Daha ekşi bir tada sahiptir ve yoğun değildir. Yoğun sütler, satış açısından daha dayanıklı hale getiren dengeleyiciler ve diğer katkı maddelerine sahiptir. En safı ev yapımı yoğurtlardır. Birçok Bulgar firması yurt dışına da ihracat yapıyor. Kim ev yapımı taze süt satın alma şansına sahipse, tek başına en iyi şekilde yoğurt çalabilir. Bilmiyorlarsa da, öğrenmelerini tavsiye ediyorum, diye bitiriyor sözlerini Yulia Grigorova.
Çeviri: Ayser Ali
Fotoğraflar: özel arşiv
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..