1982 yılında UNESCO, 29 Nisan’ı Dünya Dans Günü olarak ilan ediyor. Sofya Ulusal Dans Sanatları Okulu Müdürü Boyko Nedelçev şunları anlatıyor:
"Her dans sanatı okulu, Fransa, Rusya ve Danimarka olmak üzere, üç ayrı ülkenin ana bale sanatınından örnekleri sergilemek zorundadır. Marius Petipa’nın balelerine ağırlık veriyoruz. Eğitim yılın sonunda dünyaca ünlü bale ve koreografi ustası Daniel Lommel’in öğrencilerimizle hazırladığı baleyi sergileyeceğiz.”
1945 Paris doğumlu Daniel Lommel, bale sanatının en parlak isimleriyle çalışma imkanına sahip olmuş:
13 yaşımdan itibaren durmaksızın bale yapıyorum. Dans bir yaşam tarzıdır, aslında bale ustaları hareketleriyle resim çiziyorlar. Hata yapacağımızdan korktuğumuz andan itibaren o dans olmuyor. Daha 11 yaşında iken René François Ghislain Magritte ile tanışma fırsatım oldu.Picasso ile tanıştım, Roudolf Noureïev ile birlikte dans etme şansına sahip oldum.Ancak en önemli olan doğru zamanda doğru insanlara rastlamak.
Sofya Ulusal Dans Sanatı Okulundan bu yıl mezun olacak kızların Danniel Lommel hakkındaki sözlerine kulak veriyoruz:
“Daniel Lommel okulumuza gelir gelmez bizden hep gülümsememizi istedi ve bu beni etkiledi. Başka ülkelerden ustaların okulumuzda bale dersi vermesi, çok önemli. Çünkü yeni şeyler öğreniyor ve güzel zaman geçiriyoruz” diyor Aleksandra.
“Metotları çok farklı,” diye ekliyor İva.
Vera ise “Bize gösterdiği bale adımları kombinasyonları hiç de zor değil, ancak beden, kafa ve ayak hareketleri bizim için son derece hızlı bir tempoda gerçekleşiyor” diye paylaşıyor.
“Daniel, dans ederken eğlenmemizi istiyor” diye ekliyor Pavlina.
Bizler ise okul mezunlarının 3 Mayıs ve 2 Haziran’da sahne almalarını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Fotoğraflar: nutibg.com ve özel arşiv
Çeviri: Şevkiye Çakır
“Nova” televizyonuna konuşan geçici hükümette Kültür Bakanı Nayden Todorov , Razgrad ve Smolyan’daki tiyatrolarda mali suistimallerin tespit edilmesinin ardından, “ Başka yerlerde de hükümet fonlarını hortumlamaya yönelik planlar olup olmadığını..
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..