Trın şehri 16. yüzyıldan beri var olduğu sanılan bir Eskiçağ yerleşim yeridir. Bu varsayım, Ortaçağ kilisesi Sveta Petka ile kanıtlanmaktadır. Halk bu bölgeyi her geçen gün terkediyor demiştik. O kadar ki bazı köylerde iki elin parmakları kadar insan kalmıştır. Trın belediyesi 52 yerleşim yerinden oluşmakta. Belediye, geri kalmış sınır ve dağlık bölge olarak tanımlanıyor. Ancak bu bölgede turizmin gelişme olanağı oldukça gerçekçi bir durum. Trın bölgesi benzersiz, güzel ve temiz bir doğal çevre arasında, birçok kültürel, tarihi ve dini anıtlarla, belediyenin gelişmesine olanak sağlayacak doğal varlıklar arasında bulunuyor. Bölgenin, yatırımclar çekerek ilgi uyandıran turistik güzergaha dönüşme ve yerli halka iş imkanları sağlama olanağı var.
Asen Mladenov 30 yıldır kendisi bölgesel konuşmayla ilgili kelime ve ifadeler toplamakta ve “Trınskıte dumi” yani “Trın kelimeleri” adlı, hayatın farklı bölgelerinden oluşan 8300 kelime içeren mükemmel bir sözlük yarattı. “Tarladan, dağdan, envanterden, hayvan ve bitki hayatından başlayarak herşeye yer verdim” diyor Asen Mladenov.
Belki de bu iyimserlik, bu bölge üzerinde etkiler bırakan Bulgaristan tarihindeki ağır dönemleri atlatabilmeleri için yardımcı olmuştur. Trın bölgesi haritasını anımsatarak Mladenov, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1919 yılındaki Neuilly Antlaşması’na göre Bulgaristan ile Sırbistan arasındaki sınırın nereden geçtiğini anlatıyor. O zaman Bulgaristan topraklarından önemli bir kısmını kaybediyor. Bunların arasında Trın bölgesinden 10-12 köy Sırp tarafında kalıyor. Asen Mladenov sınırın çizilmesiyle ilgili “O zamanlar bizim tepelerden geçiyorlarmış. Onlardan biri – at üstünde ve bastonlu Fransız, demiş ki “Nereye benim bastonum vurursa, oradan sınır geçecek.” Bu şekilde belirlenmiş sınır. Günümüzde Sırbistan sınırındaki kontrol noktasının bulunduğu Strezimirovtsi köyünde, ikiye ayrılmış ev bulunmakta.Aynı durum başka köylerde de mevcut. Bunu nasıl atlattıklarını anlamaya çalışıyorum. O zaman daha dünyaya gelmemiştim. Ancak 1956 yılında ilk defa izin verilen ve sınırda gerçekleşen görüşmelerde yer aldım. Ayrılmış ailelerin görüştüğü zor anlardı.”
Bugün Trınbelediyesinde yaklaşık 4400 kişi yaşıyor. Ancak en iyi zamanlarda burada durum daha farklıymış. “Savaşlar arasında 56 000 kişilermiş. Tarım kooperatıfleri yani TKZS’ler yapılmadan önce 50 000 kişi civarıymışlar. Trın'ın Kraişte bölgesinde – Dolna Melna ve daha 4 köyde 3500 kişi yaşarmış. Şimdi ise burada kışı geçiren 12 yaşlı insan var” anlatıyor Mladenov.
Doğal güzellikleri ve arkeolojik önemine rağmen Trın bölgesi, sosyalizm zamanından yakın zamana kadar, ülkenin gelişme planlarından bir yana tutuluyordu.
“Trınlıları iki şey gönderdi buralardan. Birincisi 1954-1956 yılları arasında yapılan Tarım kooperatifleri. İnsanlar, bütün geçim kaynaklarının ortak olmasını bir türlü kabullenemiyorlardı. Birçok insan o zaman terk etti buraları. Büyük bir kısmı Sofya’ya gitti. Bıkston, Krasno selo ve Krasna polyana trınlılarla dolu. İkinci darbe ise, bir sonraki nesillerin yani benim gibilerin büyük şehirlere giderek sanayi işçileri olmalarıydı.” diyor Asen Mladenov.
Buranın insanları çok çalışkandır. Bazen erkekler gurbete çalışmaya gider, ancak kışları ailelerinin yanına dönerlermiş. Savaşlar arasında bir evde 7-8 çocuk dünyaya gelirmiş. Yazları kadınlar çocuklarla ve hayvanlarla ilgileniyorlar, tarlada çalışıyorlar, kışları ise örgü örüyorlarmış. Burada “Birlikten güç doğar” sloganı geçerlidir.
Trınlılar yardım etmeyi sever, diye devam ediyor Asen Mladenov. – “Ev inşa edilirken ya da başka bir işte mesela, işin çabuk bitmesi için bütün mahalle yardım etmeye toplanır. Savaşlardan sonra ise öncelikle dul kadınlara yardım ederlerdi”.
Eğitim ve Bilim Bakanlığı’nın yenilikçi eğitim programının başarılarını gösteren sıra dışı forumu ü lkemizin adını dünyaya duyuran değerli Bulgar bilim adamların, girişimcilerin, mühendis ve ressamların “anlatılmamış hikayelerinden” oluşan kısa bir..
“Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesi, ilk dönemden itibaren en azından elimizdeki açıklamalara ve deneyimlerimize göre savunma ve güvenlik, ekonomi ve politika olmak üzere üç ana boyutta Avrupa siyasetini olumsuz etkileyecektir”- dedi “Atlantik”..
WWF-Bulgaria, "Doğaya Abone Ol" başlıklı yeni kampanyasında yaban hayatına destek çağrısında bulundu. Çevreciler, “Uluslararası Kırmızı Kitap” verilerine dayanarak, Bulgaristan'da büyük bir kısmı omurgasız olmak üzere 60 ila 65 bin arasında..
Burgas Tam Teşekkülü Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan açıklamada diyabetik ayak tedavisinde hastanın kendi dokusu kullanılarak yapay..