Bulgaristan, ilk AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nın başında artık ilan edilen önceliklerden başka önümüzdeki 6 ayda bu yönde son adımlarını atarak bütün aday ülkelerin içinde iki yıl kalması gereken Avro bölgesinin ERM-2 mekanizmasına girmesi için adaylığını sunacağını net bir şekilde bildirdi.
Bu, AB’de 11 yıllık üyelikten sonra Avro bölgesi konusunda çok tedbirli kalan ve AB’ye Katılım Sözleşmesi gereğince ülkemizin Avro’yu para birimi olarak kabul etme zorunluluğunu taşımasına rağmen içine girilmesi için somut eylemlerde bulunmayan Bulgar makamlarının politikasında, beklenen de olsa, ciddi bir gelişmedir.
Sofya’nın bu yeni itici gücünün nedenleri ve başarı şansları nedir acaba?
Bulgar ekonomisi, son 2-3 yılda yaklaşık yüzde 4 oranında bir yıllık artış ile pek iyi gelişmektedir. Dünya Bankası’na göre ise önümüzdeki en az iki yılda da bu böyle devam edecek. Enflasyon, kontrol altındadır ve 2017 yılında birkaç yıl devam eden deflasyondan sonra yüzde 2,8’e vardı. Ülkemizin dış borcu, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın yüzde 30’unun altındadır, bütçe açığı yoktur, bütçe artığı vardır, Bulgar para biriminin döviz kuru, Avro’ya bağlıdır ve artık 20 yıldır değişmemiştir. Tüm bu göstergeler, aslında Avro bölgesine üyelik için Maastricht kriterleridir. Başbakan Boyko Borisov’un Bulgaristan’ın AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nın startı ile ilgili törenler sırasında söylediği gibi Bulgaristan “ödevini yapmıştır”. Sofya’daki makamların, Avro bölgesine üyeliğimiz hakkında neler düşündükleri önemlidir, ancak nihai kararı alacak Avrupa kurumlarının bu konudaki görüşü daha da önemlidir. Bu konu pek çelişkilidir. Ülkemizin yerinin Avro bölgesinde olduğunu düşünmeyen ciddi mali veya ekonomik uluslararası kurumu yoktur. Dünya Bankası’nın İcra Müdürü Kristalina Georgieva ve Uluslararası Para Fonu, bundan yanadır. Ancak Brüksel’deki makamların Bulgaristan’ın Avro bölgesine katılması konusundaki görüşlerinin ne olduğunu anlamak pek önemlidir. Ülkemize ve Başbakan Borisov’a olumlu bakan Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Bulgaristan’ın yerinin Avro bölgesinde olduğunu yinelemiştir. Kendisi, Sofya’nın AB Dönem Başkanlığı’nı devralması ile ilgili etkinlikler sırasında bunun bir daha altını çizmekten kaçınmadı. Yine de Juncker, “Daha çok az gereklidir” sözlerini kullandı.
Ancak uluslararası siyasi gözlemci ve mali uzmanlar, Bulgaristan’ı o kadar övmemekte ve ülkemizin Avro bölgesine katılması için şansları konusunda çok daha tedbirli. Onlar da Bulgaristan’ın sözde bütün istemleri yerine getirdiğini itiraf ediyor, ancak kararın siyasi olduğunu ve tam oybirliği ile alınması gerektiğini hatırlatıyor. İşte burada çelişkiler başlıyor, çünkü Bulgaristan, AB üye ülkelerinde farklı bir şekilde algılanıyor. Bu da, büyük uluslararası medyaların ülkemiz için yolsuzluk, suçlar ve yoksulluk konularının üstün geldiği pek objektif ve de pek eleştirel bilgiler yayınlayan Bulgaristan’ın AB Dönem Başkanlığı’nın açılması ile ilgili törenlerde görüldü. Avro’yu kabul etmesinden önce ülkemizin Avro bölgesindeki yaşam standardına tatmin edici bir derecede ayak uydurması gerektiği tavsiyelerine de dikkat verilmelidir. Şimdilik bu daha çok iyi bir dilemedir, çünkü orta sınıf Avrupalıların yaşam standardına kıyasla geri kalmanın telafi edilmesi için Bulgaristan’da çok şey değiştirilmelidir. Ancak ülkemizin yürüdüğü yol, doğru yoldur. Birçok açıdan Bulgaristan, bu yolda hızlı tempolarla yürüyor ve 21. asrın 20’li yıllarında ülkemizin Avro bölgesine girmesi pek reel bir perspektif görünüyor. İyi gelişen Bulgar ekonomisini göz önüne alarak Bulgar makamları bugün bundan daha emin görünüyor. Yine de Bulgaristan’ın Schengen bölgesine katılmasına izin verilmemesi ile ilgili acı tecrübeyi ve ülkemizin yazılı kuralları yerine getirmesine rağmen siyasi nedenlerden dolayı uygulanan AB’nin içişleri ve adalet alanındaki özel gözetimini unutmayalım. Oysa tam AB, sübjektif siyasi değerlendirmelerin ve ani hallerin uygulanması için değil, yasa üstünlüğü prensibinin uygulanması için örnek olmalıydı.
Çeviri: Rayna İvanovaİstihdam Ajansı’nın bir araştırmasına göre, önümüzdeki 12 ay içinde Bulgaristan’daki iş dünyasının yaklaşık 262 bin çalışana ve uzmana ihtiyacı olacak. Bu rakam, şu anda istihdam edilenlerin yaklaşık yüzde 9.3’üne tekabül ediyor. 2023 yılı..
2024 yazında çıkan yangınlardan zarar gören çiftçiler , bugünden itibaren “De minimis” yardımına başvurabilecek ve Devlet "Tarım" Fonu Bölge Müdürlüklerine başvuruları için yalnızca 10 gün süreleri var. Söz konusu yardım alma hakkına,..
27 Ekim erken genel seçimler sonrası, geçici hükümetin 2025 yılı Bütçe taslağını ay sonuna kadar Parlamento’ya sunması gerekmektedir. Bulgaristan’daki bazı ekonomi analistlerine göre, devletin 2024 yılı bütçe planının durumu son on yılın en kötü durumu...