Bulgaristan, Güneydoğu Avrupa ülkesidir ve bölgeden diğer ülkelerde olduğu gibi sınırsız su kaynaklarına sahip değildir. Ülkemizde, Temza, Sena, Reyn veya Volga gibi büyük ve derin nehirler akmıyor ve üstelik Bulgaristan fazla yağış da almıyor. Bulgaristan yılda 106.7 milyar metre küp taze su kaynaklarına sahiptir.
Bütün bu rakamlar ve durum karşısında ülkemizde içme suyun tasarruflu ve dikkatli bir şekilde kullanıldığını tahmin etmeliyiz. Fakat resmi istatistiklere bakacak olursak durum bundan farklı. Uzmanlar, tüketiciye ulaşıncaya dek, içme suyunun %57 oranının su şebekesinin borularında kaybolduğuna dair hesaplamalarda bulunmuştur. Yani içme suyunun yarısından fazlası bir şekilde yok oluyor - ya toprağa karışıyor ya da buharlaşıp uçuyor. İçme suyu kayıplarının kaçınılmaz olduğunu ve dünyanın her köşesinde yaşanan bir şey olduğu da bir gerçek, ancak Bulgaristan’da su kayıbı, AB genelinden iki misli fazla olunca su sektörü için kötü bir izlenim bırakıyor. Oysa su, hava, ışık ve toprakla birlikte doğanın sunduğu nimetlerden bir tanesidir. İşte bundan dolayı insanlar su fiyatı konusunda çok duyarlıdır. Su fiyatları, bölgeye ve içme su kaynaklarına göre değişiyor. Ülkemzide içme suyu farklı kaynaklardan tüketiciye ulaşıyor - barajlar, pınarlar, akan dereler veya yeryüzündeki su kaynaklarından su getiriliyor.
Resmi bilgilere göre, 2016 yılında ülkemizde taze ve taze olmayan su tüketimi 4 milyon 721 bin metre kübü bulmuştur. Bir Bulgaristan vatandaşı günde ortalama 100 litre su tüketiyor ve su, çeşmelerimize %86’sının komünizm döneminden kalan çelik ve asbestli çimento borulardan geliyor.
Yetkililer, dev miktarda su kaybının yaşandığının farkında ve ellerinden geldiği kadar önlem alıyorlar. Fakat bu önlemler pek de fazla değil. Ülkemizin büyük bir bölümünde bazı günlerde ve saatlerde köylere ve şehirlere su verilemiyor ve su sıkıntısı yaşanıyor. İtiraf etmeliyiz ki, Avrupa Birliği’nin sağladığı sübvansiyonlarla birçok yerleşim yerinde içme suyu ve atık suyu boruları değiştirildi ve böylece su kaybı önlendi.
Fakat bütün bu adımların maaliyeti çok yüksektir ve AB’nin sağladığı paralarla birlikte Bulgaristan vatandaşlarının da, bu maaliyeti ödemeleri gerekiyor. İşte bu nedenden dolayı 1 Ocak tarihinden itibaren ülkenin 28 bölgesinden 14 tanesinde içme suyuna %2.5 ile %20 oranında zam geldi. Zamlanmış su fiyatından, gelişmiş sanayi, ticaret, tarım, turizm ve hizmetler sektörüne sahip 15 orta büyüklükteki şehir de etkileniyor. Bu karar, tabii ki tüketicilerde ve iş çevrelerinde memnuniyetsizlik yarattı, çünkü 1 Ocak’tan itibaren sanayi elektrik fıyatına uygulanan %30 ile %65 oranındaki zamdan sonra su zammı da şok etkisi yarattı. Eninde sonunda fatura sıradan tüketiciler tarafından ödenecek ve bu durum, enflasyonu ve vatandaşların satın alma gücünü olumsuz etkileyecektir .
Bazı uzmanlar, bu söz konusu zamların %5 oranında enflasyona yol açacağını tahmin ediyor. Oysa ekonomide kaydedilen büyümeden sonra cebinde biraz para gören Bulgaristan vatanadaşı şimdi yeni bir soğuk duş almış oldu.
Fotoğraflar: arşiv
Çeviri: Şevkiye Çakır
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
Dünya Prematüre Bebekler G ününde Ruse Hastanesi’nin Neonatoloji Bölümünde anlamlı bir etkinlik düzenlendi . Bölüm uzmanları radyomuza konuşurken..