“MyStory” birkaç halk ses sanatçısı ve bir DJ tarafından yaratılan yeni bir projedir. Sanatçılar, projesinin başlığındaki iki sözcüğü birlikte yazıyor. Böylece sözcük, dünya genelinde folklorumuzun tanındığı Mystery /gizem/ sözcüğüne benziyor. Tabii burada ünlü “Bulgar Seslerinin Gizemi” korosu ve aynı başlığı taşıyan ve birkaç folklor topluluğunun kayıtlarını toplayan CD dizisi söz konusudur. “MyStory”den müzisyenler, başlığın asırlarda gelenekleri ve zanaatları koruyan eski ustalar önünde bir nevi saygı ifadesi olduğunu anlatıyor. Tüm bunlara rağmen sanatçıların, çok farklı bir yaklaşımı var. Projesinde folklorun farklı stiller ve ritimlerle karıştırılabildiği bambaşka bir gizem ön plana çıkıyor.
Ses sanatçısı Mariya Aleksandrova şunları anlatıyor: 2016 yılında proje üzerinde aktif bir şekilde çalışmaya başladık. Bulgaristan Milli Radyosu’nun Halk Müziği Orkestrası’ndan ünlü müzisyenler Hristina Beleva, Angel Dimitrov, Petır Yordanov – Bıni ve Martin Donovski ile çalışmalarımıza başladık. Müziğimizi ilk defa Plovdiv’deki Drum’n’Jazz festivalinde tanıttık. Projemizin resmi prömiyerinde şarkılardan birinin video klibini de gösterdik. Projemizle Bulgar folklorunu genç insanlar için daha ulaşılır bir şekilde tanıtmak istiyorduk. Müziğin kulüpler, danslar için uygun olmasını istiyorduk. Bulgar folklorunu rock, rege, akustik ve elektronik ses ile karıştırmaya çalışıyoruz. Müziğimizde her şeyden var. Bu yüzden projemizin tam ismi “MyStory of Folklore”. Katılımcıların her birinin folklor ile ilgili kendi tarihi vardır. Mesela benim halk ses sanatçısı olarak yolum, daha çocukluğumda başladı. “Lübomir Pipkov” Milli Müzik Okulu’nu ve Yeni Bulgar Üniversitesi’ni bitirdim, “Evridika” üçlüsünün bir parçasıyım. Projemiz için henüz pek popüler olmayan türküler bulmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımla insanların bu türküleri yakın bir şey olarak kabul etmesi için çaba gösteriyoruz. Projemizde Şopluk, Rodoplar ve Pirin folklor bölgelerinden türküler seslendiriyoruz. Her türkünün kendi stil özellikleri var. Şarkı söyleyerek öğretmenlerimden, nine ve dedelerimden öğrendiklerimi aktarmaya çalışıyorum.
Folklor ile ilgili birçok sıra dışı projelere katılan Hristina Beleva ise şunları paylaşıyor: Müzik sonsuz bir sahadır. Müzik ya güzel ve hoş, ya da “uzaktır” ve insanlara dokunmuyor. Bu projemizde paylaştıklarımızda içtenlik var, aramızda güzel bir enerji var ve bence yarattıklarımız iyidir, ilginçtir. Bazen Marto, hazır ritmi veriyor, ben tema için bir fikir sürüyorum, Angel ise armoniyi yapıyor. Neredeyse her piyeste doğaçlama imkânımız var. Bu doğaçlamada herkes kendi hikâyesini anlatıyor. Müziği özel yapan işte bu – müzik hikâyedir.
Çeviri: Rayna İvanova
Dimitar&Hristo ikilisinin müzik tarzını kökleri Bulgar folklorundan gelen akustik pop olarak tanımlamak mümkün. “Neslomen” (Kırılmayan) adlı yepyeni albümünü tanıtmaya sabırsızlanan Dimitar Atanasov ve Hristo Mladenov, 27 Kasım günü..
Birleşmiş Milletler Teşkilatının inisyatifi ile 1999 yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi. Bu günde hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, gerçek boyutları ve asıl niteliği sık sık gizli..
De Là Trâp – bu renkli lakap, son bir yılda ülkedeki hip hop kültürü severlerinin de dikkatini çekti. Rap sanatçısının 100 KILA ile birlikte yaptığı “333” projesi, sadece iki ayda video paylaşım ağlarından birinde 1 milyon kez izlendi. Sahnede De..