Bulgar tarihi, bizleri her zaman şaşırtabilen kesintisiz bir gerçekler kaynağıdır. Ancak gerçeklerin sunulacağı önemlidir. Neredeyse her Bulgar ailesi, atalarının tarihini koruyor ve onu varislerine gelenek üzerine aktarıyor. Ancak böylece bu tarih parçaları insanlar için bilinmez kalıyor ve geçmişimizin bulmacasının bütün parçalarını dizmeyi başaramıyoruz. “Benim Bulgar Tarihim” platformu tam bunu mümkün kılıyor, çünkü amacı tarihimizde bir rol oynamış olan tanınmamış kişileri popülerleştirmektir. Platformun kurucuları, tarihçiler Stefan Kiçev ve Angel Zlatkov. Onlar, farklı konularda bir yazılar serisinin öüellifleridir. Yazılarda ikisi, kadınların Bulgar tarihindeki rolünü veya dünyaca tanınmış ancak Osmanlı Egemenliğinden kurtuluşundan bu yana farklı nedenlerden dolayı ülkemizi terk etmek zorunda kalan yurttaşlarımızı anlatıyor.
Gerçekten insanları yaptığı seçimler için eleştirmek doğru değil. Yaptığımız hataların ve elde ettiğimiz başarıların kendi anlamı var. Tam bu yüzden tarihimizi tanımalıyız ve tarihimizdeki eksik olan parçaları doldurmalıyız. Bazı konularda susmak ve onlardan bilinçli olarak kaçmak, toplum için hiçbir yarar sağlamıyor. Tarihin objektif okunması lazım. Bu ise, eğer sadece geçmişimizdeki ulu zaferlerimize bakmaya devam edersek imkansız olacak. Zlatkov’a töre her millet, başlangıçta büyüklüğünü ve şöhretini gösteren ve insanın milli gururunu ve özgüvenini okşayan tarihin noktalarını arıyor.
Angel Zlatkov şunları da belirtiyor: “Tam bu yüzden Ortaçağ’a bu kadar büyük bir önem veriliyor, çünkü o zaman Bulgar Devleti Avrupa’da en nüfuzlu devletlerden biriydi. Bulgar Devleti Avrupa’nın merkeziydi. Bulgar hükümdarlarının kıta üzerinde büyük etkisi olmuştur. Bu yüzden bunun üzerinde vurgu yapılıyor, öyle ki çocuklar daha küçüklüğünden beri Bulgar olmakla gurur duyabilsin. Üçüncü Bulgar Çarlığı ve Bulgaristan Halk Cumhuriyetinin tarihi, daha çok soru, duygu ve tartışmalara yol açıyor. O zaman meydana gelen farklı olaylardan şahsen etkilenmiş çok insan var. Mesela Halk Mehkemesi, Eylül Ayaklanması, Azize Nedelya kilisesindeki suikast, kamplar… Tarihin bu bölümü var olan duygular yüzünden henüz gerekli ilgiyi alamıyor."
Çeviri: Rayna İvanova
Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları..
Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı..
Şirin dilimiz Türkçedeki bir yere birlikte yerleşmek ve birlikte yaşamak anlamlarına gelen konmak ve konuşmak kelimelerinden türeyen komşu kelimesi, çok önemli bir sosyal yapıyı ifade eden komşuluk kelimesinin de temelinde yatmaktadır. Arapçada bu keilmenin..
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son..