Büyük şair ve devrimci Hristo Botev’in ölüm yeri olarak bilinen Vratsa Koca Balkan dağları, birçok doğa güzellikleri ile de ünlüdür.Sıra Dağların batı bölgesinden inen yamaçlar, asırlık kayın ormanları ve endemik bitkilerle kaplıdır. Bahardan yaz başına kadar Koca Balkan’ın bu kısmı çok güzeldir.
Dik dağ patikalardaki tırmanışın ardından insan arkaya, ovalara göz attığı zaman ayaklarının altında Bulgaristan’ın güzellikler ortaya çıkıyor. Tırmanış ne kadar uzun sürerse sürsün, turistler bir şekilde manzaraları ve yol boyundaki yaban çilekleri seyrederken tepeye nasıl çıktıklarını anlamıyorlar bile. Sıcaklıklar aşırı dereceye ulaşınca bir çeviz ağacı altında gölgeyi bulabilir veya bir mağaranın serin kucağına sığınabilirsiniz.
“Vratsa Koca Balkan Parkı 500’den fazla mağara ve uçuruma sahiptir – diye anlatıyor rehberimiz Yuliyan Tananov ve devam ediyor –Bu dağın karstik oluşumunan kaynaklanıyor. Dağ tamamen sedimenter kayalardan oluşuyor. Yer katmanları Lakatnik garı bölgesinde görülebilir. Vratsa Koca Balkan bölgesinde en ünlü mağara Ledenika mağarasıdır ve kendisi doğa parkın incisi sayılır. Burada mağaraların üç temel oluşumunu görebilirsiniz –sarkıt, dikit ve sütun .Kış ayalarında mağaranın ilk iki bölümünde hava sıcaklığı eksi 15-16 dereceye kadar düşüyor, damlayan su donup son derece zarif buz oluşumları haline geliyor. Aslında mağara, Ledenika (Buz oluşumu) ismini de buradan almış.”
Mağara 300 metre uzunluğunda olup on bölümden oluşuyor. 1961 yılında mağaranın resmi açılışından önce yerli çobanlar, mağarayı çaldıkları yoğurdun serinde kalması için kullanmışlar. Mühteşemliği ve eşsiz güzelliği ile mağara, suyun gücü ile ortaya çıkan ilginç kaya oluşumları ile herkesi etkiliyor. Birçoğun da ismi var: “Timsah”, “Devin kafası”, “Doğan”, “Noel dede”, “Yaga ninenin evi” vs. İlk bölmde 21 metre çapında devasa bir sütun göze çarpıyor. Birkaç ayrı salondan sonra yüksek nem oranından dolayı suyun sesinin ilahi ezgiyi andırdığı “Konser salonuna” ulaşıyoruz. Daha sonra kendimizi “Beyaz salonda” buluyoruz. Mağaranın en zirve noktasına ise “Yedinci cennet” ismi verilmiş ve buraya sadece en tecrübeli turistler tırmanabiliyor.
“Gorno Ozirovo bölgesinde “Barkite 14” ismindeki Bulgaristan’ın en derin uçurum mağarası bulunuyor – diye devam ediyor sözüne Yuliyan Tananov. Mağaranın girişinden en dip noktasına kadar mesafe 354 metredir. Bu mağara çok ilginç, ancak erişilmesi çok zor olan bir yerdir. İşte bundan dolayı buraya ancak en deneyimli mağaracılar girebiliyor. Bulgaristan’ın en uzun mağaralarından biri olan “Temnata dupka”Lakatnik garı bölgesinde bulunuyor.”
Sofya odaklı mağaracılar kulübü üyesinin her biri bu söz konusu mağarada eğitimden geçiyor. Galerinin toplam uzunluğu 2750 metredir ve dört katlıdır. Mağaranın en alt kısmında dere akıyor ve dere suları çift galeriler, göller ve şelaleler oluşturuyor.
“Vratsa Koca Balkan dağının en ilginç mağaraları arasında “Zmeyova dupka” (Yılan deliği) isimli mağara da bulunuyor” diyor Yuliyan Tananov ve ekliyor.Bu mağara 70 metrelik uçurum ve dibinde iki gölden oluşuyor. Doğa burada çömertliğini göstermiş ve nilüfer çiçeğini andıran oluşumlar yapmış.”
Fotoğraflar: Darina Grigorova, Ledika Eğlence Parkı ve arşiv
Çeviri: Şevkiye Çakır
“Nova” TV’ye konuşan Turizm Bakanı Evtim Miloshev , “Önümüzdeki kış sezonunda Bulgaristan'a 2 milyondan fazla yabancı turistin gelmesi bekleniyor” dedi. Bir günlük ve transit geçişler de dahil olmak üzere, toplam yabancı ziyaret sayısının..
Nikopol (bir zamanlar Niğbolu) kentini “Asırların şehri” olarak adlandırıyorlar. Roma İmperatoru Marc Avrelius döneminde 169. yılında, yani 2. yüzyılda ortaya çıkan kent, 629 yılında Bizans İmperatoru Nikifor 3. Foka tarafından ele geçiriliyor...
Doğu Rodoplar’ın büklümlerinde saklı olan Pçelarovo köyünde anlatılan rivayete göre eskiden bölgede bulunan asırlık meşe ormanları ve ceviz ağaçlarının kovuklarında yaban arıları kendilerine yuva yaparmış. Köyün adından da anlaşılacağı üzere..