Bir kez daha iyi niyet gösteren ve komşu Makedonya’nın barışçıl yoldan gelişeceğine dair umut belirten Sofya, siyasi krizi atlatmış gibi görünen Üsküp’e el uzattı. Aylarca süren siyasi gerginliğin ardından Makedonya Cumhurbaşkanı George İvanov, Sosyaldemokrat Birliği lideri Zoran Zaev’e nihayet hükümet oluşturma yetkisini sundu.
Bu kararı takdirle karşılayan Başbakan Boyko Borisov, bu ülkede yakın bir halkın yaşadığını öne sürerek Makedonya’nın AB üyesi olmasının Sofya’nın yararına olacağını belirtti. Borisov, Makedonya’da sırf istikrarlı bir yönetimin siyasi ihtirasları yatıştırabileceğini kaydederek ancak o zaman ülkenin AB’ye katılmasına ilişkin yol haritası üzerindeki çalışmalara başlanabileceğini söyledi. Önümüzdeki yılın ilk yarısında AB dönem başkanlığının Bulgaristan tarafından yapılacağını söyleyen Başbakan, “Makedonya’nın aynı Bulgaristan’ın bundan 10 yıl önce yaptığı gibi ev ödevini yapması şartı ile” Sofya’nın Üsküp’ün Birlik’e katılmasına omuz verebileceğini ekledi.
Bu arada söz konusu ev ödevi hiç te kolay değildir. Zayıf not almamak için Makedonya öncelikle AB üyesi olan ve “Makedonya” adının yasallığını tartışan ve bu sebeple ülkenin AB’ye katılmasına veto uygulayan Yunanistan’la anlaşmalı. Geçen hafta içinde bu konuda Sofya, Üsküp’e yine omuz verdi, Meclis Başkanı Dimitar Glavçev, Bulgaristan’ın Makedonya Cumhuriyeti’ne adı konusunda verdiği desteği sürdürdüğü yönünde bir açıklama yaptı. Glavçev, Yugoslavya’nın dağılması üzerine Makedonya’yı bu adla tanıyan ilk devletin Bulgaristan’ın olduğunu hatırlattı.
Buraya kadar iyi. Görünür gelecekte Makedonya’da yeni siyasi ve etnik türbolansların olması beklenmiyor. Washington ve Brüksel, kendilerine düşeni yaptılar, Makedonyalı siyasetçilerin kulaklarını çekip kendilerine barışçıl yoldan anlaşmalarını söylediler, çünkü Balkan yarımadasında sınırların yeniden çizilmesi şimdilik düşünülmüyor.
Yeni binyılın başında Makedonya, Makedon ve Arnavutlar olmak üzere iki etnik topluluk arasında sivil savaşın eşiğine gelmiş bulunuyordu. Kriz, 2001 tarihli Ohri Anlaşması ile çözüldü, Bulgaristan bu anlaşma için o dönemde çalıştığı gibi günümüzde de savunmaya devam ediyor. Belgeye göre Arnavut nüfusun çoğunlukta olduğu belediyelerde Arnavutça kullanılabilir. Lakin şimdi Makedonya’daki Arnavut partiler bu anlaşmanın revize edilmesini ve Arnavut dilinin Makedonca ile eşit ikinci resmi dilin olmasını istiyorlar.
Bu arada Üsküp, Bulgaristan’la ilgili diğer önemli bir konuya çözüm getirmeli Bulgaristan’ın tarihinden önemli kişilere, tarihlere ve olaylara el konulması yönünde ve de ülkemizdeki Makedon nüfusuna ilişkin Makedonya’nın iddiaları resmi Üsküp için saplantı haline geldi. Sofya yıllardır bu hayal meyallerden arınma sağlayacak iyi komşuluk anlaşmasının imzalanmasında ısrar ediyor, fakat şimdilik Makedon tarafı bu konuda anlayış göstermiyor. Bulgaristan yönetimi Makedonya’nın Avroatlantik geleceğini desteklese de “Borisov 1” kabinesi döneminde AB ile müzakerelere başlama tarihinin belirlenmesine karşı çıktı, hem de hakkı ile.
Bulgar tarihçisi Georgi Markov, BGNES ajansına verdiği demeçte “Bulgaristan’ın Makedonya Cumhuriyeti ile ilişkilerinin özel olduğunu” öne sürüyor ve zamanında iki Alman devleti arasında bu türden ilişkilerin olduğunu da ekliyor. Sözüm ona makedonizmin Bulgar karşıtlığına dayandırıldığını kaydeden tarihçi II. Dünya Savaşının sonuna kadar Vardar Makedonyası’nda bugünkü Makedonya Cumhuriyeti’nde Bulgarlar’ın yaşadığını belirtiyor. “Maalesef bu nüfusun beyni nesiller boyunca yıkandı” diyen Georgi Markov, demecin sonunda şu sonuca varıyor: “Makedonya’daki kardeşlerimizi desteklemeliyiz, onları anlamamız lazım, çünkü onlar korkunç bir sınamadan geçmiştir, fakat desteğimiz kayıtsız şartsız olmamalı”. Evet bu desteğin tarihle, siyaset ve hukukla ilgili bazı şartları olmalı.
Çeviri:Tanya Blagova
Üç yılda yedinci kez Bulgaristan vatandaşları milletvekili seçimini yaptıktan sonra, seçim neticeleri bazı kulis arkası oyunları da su yüzüne çıkardı. Kesin oy sayımında %4 olan barajı aşmak için %0.01 oyu yetmeyen “Veliçie” partisinin..
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
27 Ekim’de düzenlenen erken seçimlerden 1 ay sonra milletvekilleri eşitler arasında birinciyi seçemedikleri için 51. Halk Meclisi, hala çalışmalara..