Başkentin “Nüans” galerisinde ilginç ve mesaj dolu bir sergi düzenlendi. Heykel kompozisyonları ve tablolar olmak üzere sergilenen eserleri yapan Ulusal Sanat Akademisi’nden doç. Kiril Mateev, sergiye “Yolda” adını koydu. Bu ad aslında çok isabetli, çünkü eserlerin fikir aşamasından plastik vücut buluncaya kadar katedilen yol bu teşhirde gözler önüne serilmekte, her heykelin yanında grafik projesi de yer almakta ve resim ile plastik arasındaki fark dikkat çekiyor, her biri görenleri farklı yoldan etkiliyor.
Kiril Mateev, bu serginin gerek hayatta gerekse de sanatta katettiği yolu yansıttığını paylaştı, yıllar içinde birbirinden farklı konu ve süjeler üzerinde çalışmış olduğunu söyledi ve yüzünde tebessümle en güzel eserinin oğlu olduğunu da ekledi.
“Beni ilgilendiren hep insan oldu. İnsan bütün eserleriminin ana konusu oldu. Fakat insan vücudu konusunun her zaman tamamen gerçekçi bir şekilde işlenmesine gerek yok, çünkü insanın ruhu dışarıdan görünenden çok daha büyük ve derin bir şeydir. Görünen ve görünmeyen her zaman birbirine uymayabilir. Böyle düşünüp böyle çalıştım ben. Her çeşit plastikler ve çok az sayıda soyut şeyler yaptım. Fakat her soyut plastik de az veya çok yine orantıdan ve bir insan figürünün telkin ettiği şeylerden başlıyor.”
Sergilenen eserlerin konuları Kutsal Kitap’la ilgili konular olup sanatçısının şahsi ve bazen tuhaf olan yorumunu taşıyorlar. Ressam örneğin İsa’yı ele veren Yehuda’nın günahı ile ilgili bu ihanetin “önceden yazılmış, öngörülmüş” olduğunu ve böylece insanların günahlarını ödemek için Hazreti İsa’nın çarmıhta çile çekmesinin mümkün olduğunu söylüyor. Sanatçı, arzu, kuşku, günah ve haccın anlamı gibi ebedi konularla ilgili düşüncelerini paylaşırken şunları belirtti:
“Haç’la ilgili birinin insanları bir dinde birleştirme çabalarına rağmen haccın yine de bir sınır olduğu, dünyadaki topluluklar için bir sınır ortamı olduğunu düşündüm. Genelde dinin insanları ne ölçüde birleşip ne ölçüde böldüğü üzerine fikir yürüttüm. Kuşkuyu da düşündüm, kuşkulanmazsak eğer gerçeği anlamamız imkansız olur. İnsanın kökenlerine ve yakınlarına dönmekte geç kalması konusu da beni ilgilendiriyor. Babam aramızdan ayrılınca bunu bizzat yaşadım, babama söyleyecek ne çok güzel şeyin olduğunu ve bunları söyleme fırsatını kaybettiğimi anladım. Bu yüzden “Dönüş” adını verdiğim eserimde sandalye boş duruyor, orada oturması gereken insan artık yok” diyor Kiril Mateev ve öğrencilerine neyi öğretmeye çalıştığı sorusunu şöyle cevaplıyor:
“İnsanın bir şeyi ancak onu çok arzu ederse elde edebileceğini söyleyip duruyorum öğrencilerime. Ayrıca da insanın hayalleri adına bir şeyleri feda etmek zorunda kalması halinde er veya geç bunun ödüllendirileceğini de söylüyorum. Çin’de bir atasözü var: “İnsan hobisini meslek haline getirirse, hayatında iş yaptığı bir gün bile olmayacak”.
Tamamlanmış bir eserde sonuna kadar söylenmeyen bir şeyin olması neden önemlidir sorusu üzerine Kiril Mateev “bu aynen aşkta olduğu gibidir” diyor. Birisine doğrudan “seni seviyorum” diyecek olursak durum sıkıcı hale gelir, fakat buna ima etmek için bir jest yaparsak masal gibi olur.
Kiril Mateev’in eserleri ülkedeki bütün büyük galerilerde bulunur, ayrıca da birçok ülkede özel koleksyonlarda yer alır.
Sergi fotoğrafları: Veneta Pavlova
Çeviri: Tanya Blagova
Bundan sayılı günler önce Blagoevgrad’da Bulgaristan’ın NATO üyeliğinin 20. yılı vesilesi ile yapılan renkli grafiti duvar yazısı tanıtıldı . Dışişleri Bakanlığı, Blagoevgrad Belediyesi ve Polonya Büyükelçiliği desteği ile gerçekleştirilen sokak..
Bulgaristan’ın güneydoğusunda yer alan Debelt köyüne yakın Deultum Roma kolonisinin güney nekropolisinde son derece nadir ve değerli bir cam şişe bulundu . Arkeoloji sitesi аrchaeologia-bulgarica haberine göre şişeyi eşsiz kılan şey , üzerinde..
M. Şükrü Hanioğlu’nun “Atatürk- Entelektüel Biyografi” kitabı “Atatürk- İdeolojiler Tarihi” adı altında Bulgarca okurlarıyla görüşecek. Prof. Hanioğlu’nun kitabı 6 Ekim tarihinde Sofya “Sv. Kliment Ohridski” Üniversitesinde tanıtılacak...