Bulgaristan’ın bundan 10 yıl önce, 2007 yılının başında Avrupa Birliğine kabul edilmesi üzerinden birçok değişiklik yaşandıysa da bazı konularda ülkemiz Avrupa’nın Doğusu ve Batısı arasında olmak üzere iki dünya arasındaki sınırda olmaya devam ediyor sanki.2018 yılının başında AB’nin dönem başkanlığı Estonya’dan Bulgaristan’a geçecek ve ülkemiz 6 ay boyunca Birliğin başını çektikten sonra başkanlığı Avusturya’ya devredecek. Başkanlık dönemi, Birliğin gelişmesine ilişkin fikirlerini öne sürmek ve Avrupa politikalarının oluşturulmasına faal bir şekilde katılmak açısından Bulgaristan’a büyük bir fırsat sunuyor. Belirlenen hedefler azimli olmakla birlikte gerçekçi de olmalıdır.

Başkentte “Avrupa’nın geleceği, Bulgaristan’ın başkanlık dönemi ve ülkedeki iş sektörü ve toplumun öncelikleri” başlığı ile düzenlenen konferansta önümüzdeki yılın Ocak ile Haziran ayları arasındaki dönem için belirlenen öncelikli hedefler açıklandı.

Avrupa Parlamentosu’nda Bulgaristan vekili ve Avrupa Halk Partisi üyesi Eva Maydel, bu hedeflerin üçü üzerinde durdu:

“İlk önceliğimiz, daha fazla iş yerinin açılması, rekabet gücümüzün artırılması ve daha yüksek büyümenin sağlanması ile ilgilidir. Gerçketnen girişimci insanların arkasında, inovasyonların ve ilerleyen ekonominin  durduğumuzu gösterirsek başkanlık dönemine büyük anlam katabiliriz. İkinci öncelikli hedefimiz ise bütün AB vatandaşlarının savunulması ile ilgilidir. Daha büyük güvenlik ve daha kaliteli yargı sistemleri istiyoruz. Dolayısıyla Bulgaristan’ın Birliğin finansal menfaatlerine kaliteli savunma sağlayacak olan, güçlü, bağımsız, etkin bir Avrupa savcılığının olmasından yana açık ve devamlı tutum izleyen devletlerden biri olduğundan dolayı sevinçliyim. Elektronik adalet ve yargı sisteminde teknolojilerin teşvik edilmesi de önemli. Son öncelikli hedef de Birliğin dünya sahnesinde güçlü faktör olmasıdır. Gittikçe daha güncel olan bu konu açısından Avrupa düzeyindeki liderlik en büyük önem taşıyor”.

Başbakan Yardımcısı Denitsa Zlateva, geçici hükümetin öncelikli hedefinin dönem başkanlığının hazırlıkları olduğunu açıkladı ve başkanlık dönemimizde Brexit görüşmelerine katılacağımızı da ekledi. Görüşmelerin ayrı ayrı ülkelerle değil, bütün ülkelerle birlikte yürütülmesinde ısrar edeceğiz. Bulgaristan, serbest insan, mal, hizmet ve sermaye dolaşımını teşvik eden politikaları destekleyecek.

Konferansa katılan Dışişleri Bakanı Radi Naydenov, Brexit’in hem AB, hem Birleşik Krallık için bir meydan okuma olduğunu öne sürdü. Sözlerine göre bu referandumdan ibret dersi çıkarmamız daha pragmatik bir Avrupa’nun kurulması açısından faydalı olacak. Radi Naydenov, 2018’de dönem başkanlığını yaparken izleyeceğimiz ilkeleri anlattı:

“Birliğin geleceğine ilişkin tartışmaya bizim katkımız entegrasyon modelinin korunması görüşüne dayalı olacak. Dolayısıyla dönem başkanlığının esas ilkeleri, başkanlık çalışma programının AB gündemi ile ilişkilendirilmesi yolu ile Birliğin ortak amaç ve hedeflerine ulaşılmasında sorumluluk olacak. Meydan okumalar, zorluklar karşısında ortak çözüm ve cevapların aranması yolu ile, lakin her üye devlet için hassas olan konular göz önünde bulundurularak Birliğin birlik ve beraberliğinin korunması. Üçüncü prensibimiz de dayanışma ve koheziyonun AB’nin bütün icraatlarında esas ilke olarak güçlenmesidir. Dördüncü prensibizmiz de birbirini izleyen dönem başkanlıklarında karar alma sürecinde devamlılık, öngörülebilirlik ve istikrar olacak”.

Dışişeri Bakanı Bulgaristan’ın Avro Bölgesine üyelik başvurusunda bulunması fikrini de lanse etti. Sözlerine göre bu karar, avantajları ve dezavantajları olduğu için popüler değilse de, uygun zamanda görüşülmesi gerekiyor.

Çeviri:Tanya Blagova