Bu yılın 1 Ocak gününde Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye katılmasından 10. yılı doldu. Dün Avrupa Komisyonu’nun bir sözcüsü iki ülkeyi tebrik ederek onların AB’nin tam haklı üyesi olduklarını kaydetti. Bulgaristan, belki de siyasi krizde olduğu için bu yıldönümünü herhangi bir tören ile kaydetmedi. EurActiv’e göre bu durum, AB’nin genişlemesinin, artık moda olmadığını gösteriyor, ancak sosyolojik araştırmalar, Bulgarların AB konusundaki heyecanının soğuduğunu, ancak iyimser olmaya devam ettiğini gösteriyor. Gallup İnternational’a göre ise Bulgaristan, en AB yanlısı olan ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Ajansa göre 2016 yılının sonunda Bulgarların ancak yüzde 26’sı, AB’den çıkmak için oy verirdi. 2015 yılında AB’den çıkmadan yana olanlar ancak yüzde 18 idi ve bir yıl içinde onların yüzde 8 ile artması, iyimser olanlar arasında tereddüt olduğunu gösteriyor.
AB’ye katılmasından 10 yıl sonra Bulgaristan gerçekten daha istikrarlı ve başarılı. AB’ye katılımdan sonra vatandaşları AB üye ülkelerine turizm, iş veya eğitim amacıyla serbest bir şekilde yolculuk yapabiliyor. Eurostat’ın verilerine göre Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, son on yılda 28,7 milyar avrodan 45 milyar avroya çıkmıştır. Asgari ücret 46 avrodan 236 avroya artmıştır, ortalama ücret ise 205 avrodan 483 avroya ulaşmıştır. Eurobarometre’nin araştırmalarına göre 2007 yılında Bulgarların yüzde 36’sı, bugün ise yüzde 51’i kendilerini hayattan memnun olarak tanımlamaktadır. Buna rağmen ama Bulgaristan AB’de en yoksul ülke kalıyor, altı bölgesinden beşi ise AB’den en zayıf gelişmiş bölgelerdir. AB’de kişi başına düşen Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın, emek verimliliğinin ve rekabet gücünün daha düşük olduğu bir ülke yoktur. Ayrıca ülkemizde sosyal, ekolojik, demografik, kurumsal, sağlık ve yolsuzluk göstergeleri de tatmin edici değildir. AB’ye katılımdan 10 yıl sonra Bulgaristan, adalet ve iç düzen alanında Avrupa Komisyonu’nun izlemesi altında olmaya devam ediyor. İstatistiksel ve sosyolojik araştırmalar, gerçek başarılar olduğunu, ancak onların nispi olduğunu gösteriyor. Bulgarların çoğu, bundan Avrupa siyasetçileri ve kurumları değil, milli siyasetçiler ve kurumlar sorumludur, bu yüzden parlamento ve hükümet reytingleri düşüktür.
AB’ye katılımdan daha hızlı artış için gerçekleşemeyen beklentiler, daha çok ekonomik faktörler ile ilgili, ancak bazı diğer olgular da kötümserlik ve hayal kırıklığına yol açıyor. Mesela AB’ye üyeliğinden 10 yılının dolduğu günde Bulgaristan, Avrupa Komisyonu’nda kendi temsilcisi olmayan ilk ülke oldu, çünkü şimdiye kadarki AK Başkan Yardımcısı Kristalina Georgieva, istifa ettikten sonra Dünya Bankası’nda görev aldı. Siyasi krizden dolayı Bulgaristan, Avrupa Komiseri adayını yeni seçilen Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in geçici hükümet tayin edeceği en erken bu ayın sonunda koyabiliyor. Ancak adaylığın koyulmasının, ilk bahardaki seçimlerden sonra ertelenmesi olasıdır. O zaman yeni bir hükümetin kurulmasından 2018 yılının başında Bulgaristan’ın ilk AB Başkanlığı’nın başlamasına kadar hazırlıklar için ancak 6 ay olacak. Kuşkular ve tereddütler, henüz kötümserliğe dönüşmemiştir ve böyle bir şey için neden olmadığını göstermek, siyasetçilerin elindedir.
Çeviri: Rayna İvanova
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
Üç yıldan kısa sürede üst üste 6. kez düzenlenen erken genel seçimlerin öncesinde yönetim ümitsizliğinin Bulgaristan vatandaşlarına verdiği yorgunluk aşikâr olurken son derece cılız seçim kampanyasına bakılırsa yorgunluğun siyaset alanında da..