“Bu yıl Ulusal Etnografya Müzesi, çifte bayram kutluyor: kuruluşunun 110. yıldönümünü ve müzenin ilk müdürü olan büyük Bulgar etnograf Dimitar Marinov’un 170. doğum yıldönümünü" – diye anlatıyor Etnografya Müzesi’ne bağlı Etnoloji ve Foklor Bilim Enstitüsü Müdürü Doçent Doktor Petko Hristov ve devam ediyor:
“Ulusal Etnografya Müzesi, (müze 1968 yılında ulusal statütü kazanıyor) ve Ulusal Arkeoloji Müzesi, Bulgaristan’ın en eski olan müzenin- Halk Müzesinin devamcılarıdır. Halk Müzesi, 1892 yılında I.Plovdiv Fuarında gösterilen etnografya ve arkeoloji sergisi sayesinde kuruluyor. Dimitar Marinov’un girişimi ve dönemin eğitim bakanı – büyük Bulgar etnograf Profesor İvan Şişmanov’un desteği sayesinde 1906 yılında Ulusal Etnografya Müzesi gerçek oluyor. O dönemlerde Bulgar kültürüne ilgi gösteren politikacılar varmış” – diyor Etnografya Müzesi Müdürü.
İki dünya savaşı arasında müze, Laheyve Prag gibi farklı Avrupa başkentlerinde sergiler düzenliyor. Bu sergilerin ardında müzenin uzun yıllık müdürü ve aynı zamanda da komedi yazarı St.L. Kostov’un çabaları var. Bu arada müze görevlilerinden Evdokiya Peteva-Filova’nın da katkısı çok büyüktür. Kendisi Bulgar arkeolog ve siyasetçi Bogdan Filov’un eşidir. Bugün müze salonlarından birinde Evdokiya Peteva-Filova’ya adanan bir sergi de gezilebilir.
“Maalesef, İkinci dünya Savaşı sırasında Amerikan savaş uçaklarının Sofya’ya düzenledikleri bombalı saldırı Etnografya Müzesi binası yıkılıyor, eserlerin bir bölümü ise yok oluyor. Savaş sonrası, müze çalışanları sarf ettikleri büyük çabalar sonucu yine zengin bir koleksiyonu bir arada toplamayı başarıyorlar. Savaş sonrasına damga vuran o açlık ve yokluk yıllarında müze görevlileri buğday dolu bir kamyon ile köy köy gezip buğday karşılığında tarih eserleri satın alıyormuş.” – diye anlatıyor Doçent Doktor Hristov ve bugün müzenin 55 bin müze eserine sahip olduğunun da altını çiziyor.
Burada halk kıyafetleri, tarım araç ve gereçler, ağaç oyma sanat eserleri, kaşık, bardak, öreke gibi günlük hayatta kullanılan araçlar, kadın süsleri, ki bunların bazılarının tarihi 200 yıl öncesine dayanmaktadır, hepsi buarada korunuyor.
“Bulgar halkının yaşadığı Miziya, Trakya ve Makedonya gibi bölgelerden sanat eserlerimiz var. Halk kıyafetlerinin yarısından fazlası Makedonya bölgesine ait, çünkü İlinden-Preobrajeniye Ayaklanmasından, Balkan savaşlarından ve 1.Dünya Savaşından sonra Sofya’ya akın eden göçmenler, geldikleri bölgeden eşyaları ve halk kıyafetlerini Ulusal Etnografya Müzesine bağışlamıştır. İlginç bir olaya da dikkatinizi çekmek isterim. Bugün müzenin bulunduğu binada, ki bu bina Knyaz Aleksandır Batenberg’in eski sarayıdır, dünyanın 3. ve Balkanların en eski elektrikli asansörü bulunuyor. Bu “Schindler” şirketinin asansörü 19.asrın sonlarına aittir. Birincisi Eyfel Kulesinde bulunurken ikincisi İstanbul’da bir saraya monte edilmiştir. Taleplerimiz üzere, şirketten asansörü tamir edileceği sözü aldık. Böylece asansör de, devamlı sergilenen eserlerimiz arasında yer alacak. Bu serginin amacı, geleneksel halk kültüründen o dönemin çağdaş kültürünün ne şekilde yaratıldığını göstermektir.”
Daimi müze sergisi, Sofya halkı ve konukları için 2018 yılında, Bulgaristan’ın AB Dönem Başkanlığını devraldığı günlerde açılacak. Yine o tarihte müzeden seçili eserler, Brüksel’de de sergilenecektir.
Ulusal Etnografya Müzesi Müdürü, özel olarak Bulgaristan Radyosuna konuşurken şunları da belirtti:“Bir ilginç ayrıntı daha paylaşmak istiyorum. Müze nezninde eğitim merkezi açılacak. Bu amaçla bağış toplama kampanyası başlatıldı. Buradaki ana fikir, yıllardır geleneksel yortularda – örneğin 1 Mart’ta- marteniçka, Paskalya arifesinde- yumurta boyama, Noel (Koleda) öncesi ise survaçka ve geleneksel ekmek pişirme atölyeler için özel bir bölümün ayrılması. Böylece çocuklar da, Bulgar geleneklerini yıl boyunca tanıma fırsatı bulacak. Orada dokuma tezgahları, çömlekçi tekerleği, taş fırın ocakları yer alacak. Bu söz konusu eğitim merkezi bir şekilde tarih eğitimini tamamlayabilecektir.”
Ulusal Etnografya Müzesi Eğitim Merkezi için bağışları , "DMS MUZEY” yazarak 17 777’ye SMS olarak gönderebilirsiniz.
Fotoğraflar: Miglena İvanova, iefem.bas.bg ve bulgariatravel.org
Çeviri: Şevkiye Çakır
Her bir şehrin, kasabanın, köyün en renkli ve ilgi çekici yerlerinden biri pazarıdır. İster her gün, ister haftanın belirli gününde kurulsun, hususi ya da hususi olmayan mallar alınıp satılsın, pazarlar yüzyıllardır insanlık tarihine ve toplumumuzun..
“Nova” televizyonuna konuşan geçici hükümette Kültür Bakanı Nayden Todorov , Razgrad ve Smolyan’daki tiyatrolarda mali suistimallerin tespit edilmesinin ardından, “ Başka yerlerde de hükümet fonlarını hortumlamaya yönelik planlar olup olmadığını..
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham..