12 Mayıs günü Ulusal Arkeoloji Enstitüsünde, ki ona bağlı bir müze de var muhteşem bir sergi açıldı. ‘Zamanın aynası - asırlarca kadın güzelliği’ başlıklı sergi 25 Eylül gününe kadar açık kalacak. Enstitü müdürü Lüdmil Vagalinski anlatıyor:
‘Yaklaşık 170 eşya sergileniyor: kolyeler, kozmetik ürünler, kostüm parçaları, duvar resimleri, kil ve metal kaplar üzerinde resimler vs. Değişik malzemelerden yapılmışlardır – altın, gümüş, seramik, cam, kemik, sandalet için kork da var. Benim için sergi ile ilgili katalog çok enteresan. Zengin bilgiler sunan yazılar var. Bunlar bilimsel araştırmalardır. Asırlar içinden modanın gelişimi hakkında ilginç araştırmalar. Eski Traklardan başlayın da yüzyıllar içinde bu topraklarda yaşayan kadınların giyinme tarzını takip etmekteyiz’.
Sergi fikri müzenin uzmanlarından doğdu. Önceden açana yeteri kadar eşya bulabilecekler mi diye kuşkulanmışlar. Ama tamamen bayanlardan oluşan ekip ve bir genç uzman parlak bir şekilde başarıya ulaştı. Ülke içinde 15 müze kendi eşyalarını sundu. Kültür Bakanlığı kataloğun basılması için yardım etti. Sergi küratoru Nataliya İvanova’yı dinliyoruz:
‘Benim için en önemlisi değişik eşya bulup sergilemekti. Çünkü konu çok geniş. Bence başardık. Takılar, kolyeler, kostümlerin parçaları. Bu büyük zaman dilimi içinde saç modasının gelişmesi çok ilginç.Bunu göstermeye çalıştım.’
Sergide altın, gümüş, değerli taş, aynalar, kozmetik ürün karıştırılan , aromalı yağlar hazırlanan kaplar, eski tekstil parçaları yer alıyor. Baktığınızda takıların bazıları günümüzde de rahatça kullanılabilir. Hatta Karadeniz kıyısında eski Apolonya , bugünkü Sozopol şehrinde bulunan makyaj maddelerini de görebiliriz. Güzellik için daha eski Traklar da dövmeler yapıyormuş. Vücutlarını deliyormuş.
Lüdmil Vagalinski daha fazla zengin aileler için bilgimiz var olduğunu ekliyor. Maalesef her zaman olduğu gibi, zenginler arkalarında daha fazla iz bırakıyor. Daha fakirler için arkeolojiye bel bağlamalıyız.
Türkçesi: Müjgan Baharova
Fotoğraflar: Veneta Pavlova
İnsan, Cenab-ı Allah tarafından yaratılmıştır. Bu yaratılışın ilk faslı ruhlar aleminde, elest bezminde gerçekleşmiş, ikinci faslı cennette yaşanmıştır. Devamı ise dünyada yaşanmaktadır. Varlığını yeryüzünde sürdüren insanın genetiğinde yaratılış..
İslâm dini insanın bütün hayatını kuşatan itikadî, fıkhî ve ahlâkî normlar bütünüdür. Hatta İslâm dinî sadece dünya hayatıyla sınırlı olmayıp dünya ötesi, ahiret hayatı ile ilgili konulara da taalluk etmektedir. İnsan, ömrü boyunca her an bir şeyler..
Şükür, insanın fıtratından gelen, yani doğal özelliklerinden biridir. Yapılan iyiliğe, verilen nimete değer vermek, kadirşinaslık göstermek ve bunu bir şekilde şükran ve teşekkür ile dile getirmek anlamına gelen şükür, nankörlüğün zıddıdır. Zira nankörlük,..
Müslüman, her koşulda dininin emir ve yasaklarını göz önünde bulundurarak yaşama arzusundadır, bundan da öte böyle olmakla sorumludur. Bu sebeple..