Bundan yaklaşık 10 gün önce AB Komisyonu tarafından Bulgaristan hakkında hazırlanan son derece eleştirici rapor açıklandı. Raporda Sofya’daki yönetimler adalet ve iç düzen alanlarında hiç bir şey yapmamakla suçlanıdı ve yolsuzluğun ülkede kol gezmeye devam ettiği belirtildi. Bundan kısa süre önce AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, problemlerine tek başına çözüm getirmekte başarısız kalan ve yasa üstünlüğünün sağlanması konusunda herhangi bir ilerleme kaydetmeyen Bulgaristan’ın Brüksel’in özel denetim uyguladığı tek ülke kalabileceği yönünde uyardı. Bundan bir ay kadar önce ise iş çevreleri de hukuk düzeni, güvenlik ve net kuralların yokluğundan dolayı öfkelenerek devlet organlarının suç dünyası, yolsuzluk ve keyfiyet karşısında aciz kaldıkları yönünde hükümete saldırdı.
Üstelik bahar mevsiminde göç dalgasının yoğunlaşmasının Bulgaristan için oluşturacağı ciddi tehdidin çizgileri ufukta gittikçe belirgin oluyor.
Başka bir deyişle Başbakan Borisov’un hükümeti, şu an neredeyse her taraftan problemlerle çevrili durumdadır, buna ayrıca iktidardaki koalisyonda yaşanan sarsıntılar ve memnuniyetsizlik duyan çiftçilerin ablukaları ile sınırını Bulgaristan’a kapatan Yunanistan’la olan skandal ve Meclis’teki güvensizlik oylaması ekleniyor.
Ve durum böylesine iç karartıcıyken aniden aynen masallardaki gibi sevgi ilanları, kucaklaşma, tebessümler ve sadakat sözlerine tanık olundu. İş çevreleri ve başbakanın birden bire gösterişli bir şekilde barışmaları söz konusudur. İyimserlik ve güzel duygular dolu böyle bir tiyatro oyununu başkentin tiyatrolarında izlemek zor olsa da başbakanın makamında bu türden bir temsil sunuldu. Başbakan Bulgaristan İşverenler ve Sanayiciler Konfederasyonu Başkanı Kiril Domusçiev ile az daha öpüşecekti, Domusçiev ise iktidar tarafından iş sektörü için yapılanlardan dolayı az daha diz çökecekti. Oysa bundan sadece bir ay önce yine Domusçiev, masaya vurarak Borisov’un sağ eli olan Başbakan yardımcısı ve İçişleri Bakanı Rumyana Bıçvarova’nın istifasını istemişti. Şimdi artık konuşulanlar ve verilen mesajlar apayrı: herşey tamam, kabineyi kimse sarsmasın sakın!
Bu sert dönemeç ve büyük iş sahipleri tarafından hükümete verilen bu beklenmedik destek neye bağlıdır acaba diye soracak olursak cevabı kendini koruma hissine ve varlığını sürdürme içgüdüsüne bağlıdır şeklinde olur herhalde. Problemler birikip büyüyor ve ülkenin siyasi ve ekonomik istikrarını gittikçe çok tehlike ediyor. Oysa Boyko Borisov, bedeli ne olrsa olsun istikrarı mutlak öncelik biliyor. İş sektörünün de en çok korktuğu şeylerden biri istikrarsızlık ve öngörülemezlik olmaktadır. İşte bundan dolayı iş çevreleri, daha küçük kötülük olan statükoya başvurdu. İyi veya kötü statüko en azından bilinen bir şeydir. Statüko hem işadamlarına hem de Borisov’a uygun düşüyor yani. Çünkü şu an başbakan desteğe muhtaçtır. Verilen destek böylesine güçlü ve nüfuzlu olunca alan fazlası ile memnundur. Bir söz var ya – satan memnun alan memnun...
Çeviri :Tanya Blagova
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
NATO Genel Sekreter Yardımcısı bir Makedonyalı oldu NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Kuzey Makedonyalı Radmila Sekerinska’nın ittifakın Genel..