Milli Arkeoloji Müzesinde 11 Şubat’ta “Bulgar arkeolojisi 2015” konulu sergi açılacak. Geçen yılın en ilginç bulgularının sergileneceği teşhir, dokuzuncu defa düzenleniyor. 2015’te farklı yerlerde 401 arkeolojik araştırma yapıldı. Milli Arkeoloji Tarih Müzesi Müdürü doçent doktor Lüdmil Vagalinski “Yeterince işimiz var. İşimizi iyi yapıyoruz” dedi. 24 vitrinde bulgular var, bazıları ise posterlerle görüntüleniyor. Bütün bu tarihi değerler araştırmaların kanıtı olarak izleyici karşısına çıkıyor. ”401 sayısı sadece arkeolojik kazıları değil, aynı zamanda yerel araştırmalar ve gözlemler de içeriyor. Ülke içinde 300 yerde araştırma yaptık. 15 müze yardım elini uzatarak, Bulgar arkeologlarının bulgularını müzedeki teşhire sundu.
Sofya merkezinde “Sveta Nedelya” meydanındaki kazıları anlatacağız size. Kazıların başkanlığını baş asistan doktor Veselka Katsarova yaptı.
“Bu yerden çok bulgular elde ettik. Beklemediğimiz nesneler çıktı. Sofya’da yüz yıldan beri arkeolojik kazılar yapılıyor. Serdika antik kentten çıkacak bulgularla bu bağlamda kimseyi şoke etmeyi düşünmüyorduk. Uzun yıllardan beri şimdi “Sveta Nedelya” olan meydanda eski antik Roma Serdika kentinin meydanı bulunduğu düşünülüyordu. Kazılarımızın hemen başında, arkeolojide tahmin ve varsayımların her zaman doğrulandığını kanıtladık. İki yapı ve bir sokak kalıntılarına rastladık, meydanın tam orada olduğu kanısı güçlendi. Binaları araştırırken ise, tüm ekibi şaşırtan bir obje bulduk. Orada bir tabanın altında kil çömlek bulduk. İçinde tam 3 bin gümüş akçe vardı. Bunlar 200 yıla uzanan Roma dönemine ait akçelerdi. En eski akçe örneğin İmperator Neron dönemine ait. En eskileri ise 3. Asırdan kalma akçeler. Sofya’da şimdiye kadar bulunan en enteresan bulgulardan birisi bu çömlekteki akçeler. Şimdiye kadar daha çok akçesi bulunan bir arkeolojik kazı olmamıştı”.
Akçe koleksiyonu yanına, bazıları zamanın hasarına uğramış çanak, çömlekler de sergilendi.
“Vitrinde sergilenen eserler ve akçeler çok farklı dönemlere ait. Çanak, çömlekler 15. -17. asra ait. O zamanlar antik yapılar tamamen yıkılmıştı.
Bunlar Sofya’nın Osmanlı yönetimine geçmediği dönemlere ait. Bu eserler genelde çöp kuyularında bulundu. Bundan dolayı da birçok hasarları var. Ancak bir zamanların yaşantısının medeniyetini gösteren nitelikte eserler var. O dönemler için çok pahalı sayılan seramik, özellikle de Osmanlı çinisi tarzında olanlar dikkat çekiyor. Lale Devrinde Osmanlı çinileri bulundu. Sultan sofralarına layık güzellikle eserler bulundu. Kazılarda ortaya çıkan cam kupalar ise Batı Avrupa’dan ithal edilmiş".
“Sveta Nedelya” kazılarını Başkent Belediyesi finanse ediyor.
Fotoğraflar: Veneta Pavlova
Çeviri: Sevda Dükkancı
Atalarımız, “bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp” diyerek önemli bir hakikati dile getirmişler. Zira herkes her şeyi bilmek zorunda olmadığı gibi, bilemez de. Ama sorarak belirli şeyler öğrenilebilir ve bilgi sahibi olunabilir. Yeter ki, insan doğru soruları..
Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı..
Şirin dilimiz Türkçedeki bir yere birlikte yerleşmek ve birlikte yaşamak anlamlarına gelen konmak ve konuşmak kelimelerinden türeyen komşu kelimesi, çok önemli bir sosyal yapıyı ifade eden komşuluk kelimesinin de temelinde yatmaktadır. Arapçada bu keilmenin..
105 yıl önce 27 Kasım 1919 tarihinde Paris kenarlarında yer alan Neuilly-sur-Seine’de Bulgaristan’ın I. Dünya savaşına (1914-1918) katılımına son..