Geçen sene boyunca milli tarih müzesini ve ülke içindeki kollarını yaklaşık 279 bin kişi ziyaret etti. En çok ziyaret edilen mekanlardan biri ise UNESCO listesinde yer alan Boyana kilisesidir. 2015 yılında kiliseyi yaklaşık 50 bin kişi ziyaret etti. Çoğu da yabancı. Dobırsko köyündeki ‘Aziz Teodor Tiron ve Teodor Stratilat’ tapınağını ziyaret etti. Zemen manastırı ve ‘Radetski’ gemisi de hem büyük ilgi gören tarihi mekanlardan bazılarıdır.
Müze müdürü prof. Bojidar Dimitrov anlatıyor:
‘Geçen senenin başında milli tarih müzesine devlet yönetiminden önemli bir vazife verildi, Bulgar devletçiliğinin çok önemli iki sembolünü yenilemek. Bulgar çarları ve çariçelerinin taçlarını ve Pliska Bazilikası söz konusudur. Büyük bazilikanın uzunluğu 102 metre, genişliği 30 metre. Yarım ton ağırlığından taş bloklarından inşa edilmiştir. XIX. asırda Mithat Paşa’nın Ruse-Varna demir yolunun inşaatına başlayınca tamamen yerle bir edilmiştir. 1 Kasım tarihinde uluslararası kurallara göre arkeolojik araştırmalar tamamlandı. Ve bu tarihten sonra restorasyon çalışmaları başladı. Ekip etrafta bazilika ve manastır yakınlarında doğal taşları topladı ve kullanılan malzemelerin %10’nun eskisinden oluşturulması kararı verdi. Noel bayramları günlerinde prof. Bojidar Dimitrov ilginç iddiasını öne sürdü bir tv programında. Ona göre tarihten biliniyormuş, Mithat Paşa bazilikadan taç bloklarını aldırtmış ve onları parçalanmış halinde demir yolu inşaatına taşınması emri vermiş.
Prof. Bojidar Dimitrov anlatıyor:
‘TV programında beni tarih meraklısı iki izleyici aradı. Biri hatta kitap yazmış.- ‘Bulgaristan’da demir yollarının tarihi’ Onlar bana şöyle dedi: ‘Sayın Dimitrov, Mithat paşa aptal biri değilmiş, bloklardan çakıl yapmamış. Garları ve gar tesislerinin inşaatında kullanmış, su kuleleri, kömür depoları için’. Ve bana tesislerin listesini verdiler. Bazıları korunmuş, bazıları yıkık. Onlar daha komünist döneminde terkedilmiş. Lokomotifler elektrikli veya dizel olunca, artık lazım olmamışlar. Ve gidip araştırdım ve inanır mısınız, ah diyerek şaşıp durdum. Karşımda Pliska’nın taşlarıydı. Ondan sonra kültür bakanı ile ulaştırma bakanına mektuplar yazıldı, emirler verildi . Bazilikanın restorasyonunu planlayan mimara göre eski malzemelerden %70’i kullanılacak.Pratikte Çar Boris döneminden taşlar ile yenilenecek. Böylece Mithat Paşa’ya şükranlarımı bildiriyorum, eski ustalarımızın taşlarını koruduğu için.’
Geçen sene hükümet tapınağın restorasyonu için 500 bin leva verdi. Bu sene daha 600-700 bin vermesi bekleniyor. Bundan başka Bojidar Dimitrov geniş çapta bağışlama kampanyası başlattı. Ülke içinden, yurtdışından, Bulgaristan’a yerleşen Rus vatandaşlar bağışlıyor. Yurt dışında çalışan iki doktor Petko Spiridonov ve Galya Koleva maaşlarından kesinti gönderiyorlar. Patrik Bartolomey de bağışta bulunmuş.
Bojidar Dimitrov büyük paralar istemediğini, Yahudiler gibi olmasını, çok kişi az miktarda parayla katılmasını istediğini , böylece herkes beş tuğla , üç taşla katkıda bulunduğunu bileceğini izah ediyor.’
Stara Zagora ‘Kiril Hristov’ 4. Orta okuldan öğrenciler de para göndermişler. Prof. B. Dimitrov onları ziyaret ederek bir konferans vermiş ve bundan sonra kahvaltılarından da para kesmemeleri sağlam vatandaş büyümeleri için öğütler vermiş.
Çar taçlarına gelince Papa 3. İnokentiy’in Çar Kaloyan’a hediye ettiği taç da tamamen bağışlarla yapıldı. Bu taç İvan Şişman dönemine kadar tüm Bulgar çarları tarafından taşınmıştır. Yakında müzeye bir Tırak tacı da gönderildi.
Türkçesi: Müjgan Baharova
Fotoğraflar: Wikipedia ve BULFOTO
Primorsko, Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında en sevilen ve en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden biridir. Buradaki koylar yazın başından sonbaharın sonlarına kadar güneşlenmek için idealdir. Plajlarındaki ince kum ve denizin sığ olmasından dolayı..
Şirin dilimiz Türkçedeki bir yere birlikte yerleşmek ve birlikte yaşamak anlamlarına gelen konmak ve konuşmak kelimelerinden türeyen komşu kelimesi, çok önemli bir sosyal yapıyı ifade eden komşuluk kelimesinin de temelinde yatmaktadır. Arapçada bu keilmenin..
Dualarıyla insanların ruhlarını kurtaran Hz. Meryem’i Gerçek Yaşamın Annesi olarak adlandırıyorlar. O, Yaratıcı’dan sonra herkesin ona yöneldiği en sevilen ve en yüceltilendir. Hristiyanlar, 15 Ağustos’ta Meryem’in Göğe alınışı (yükselişi) yortusunu..