Hak ve Özgürlükler Hareketi’nin (HÖH) şimdiye kadarki genel başkanı Lütvi Mestan 24 Aralık’ta düzenlenen olağanüstü merkez yönetim konseyi toplantısında parti ve görevden ihraç edildi. Bundan bir gün önce partinin fahri başkanı Ahmet Doğan, Lütvi Mestan’ı partiyi “Türkiye’nin beşinci kolonisine” dönüştürmekle suçladı ve hareketin yenilenecğini duyurdu. Bu toplantı Noel dışında, Türklerin geleneksel olarak Aralık ayında düzenledikleri zorunlu isim değiştirme kampanyasında şehitleri anma töreniyle de eşzamanlı yapıldı. Todor Jivkov rejiminin Türklerin isimlerini zorla değiştirildiği dönem her Aralık ayında anılıyor. Lütvi Mestan’ın 25 Aralık’ta Parlamentoda okuduğu bildiride, Türkiye hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesini yorumlamuş ve bu durumda Türkiye’yi desteklemişti. Lütvi Mestan sözkonusu bildirinin HÖH Parlamento Grubunun ortak görüş birliğiyle kabul edildiğini öne sürdü, fakat Ahmet Doğan bunu Mestan’ın “kişisel bir gafı” olarak değerlendirdi ve bildirinin “milli güvenliği tehdit ettiğini” iddia etti.

HÖH’teki çalkantılar ilk başta sadece iç siyasi olay olarak algılansa da, kısa sürede Bulgar ve Türk devletinden resmi makamları ve organları seferber etti. Lütvi Mestan bir konuşmasında Bulgar “Milli Güvenlik” dairesinin iddia ettiği gibi bildirinin kendisine “yabancı bir devletten verildiği” iddiasını yalanladı. İki Bulgar televizyon kanalı ise, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun telefonla Boyko Borisov’u aradığını ve Mestan’ı savunması için ricada bulunduğunu, ancak Borisov’un bu ricayi redettiği iddiası yayınlandı. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun gayrıresmi Bulgaristan ziyaretinin de bu olaylardan dolayı ertelendiği bildirildi. Türk Dışişleri Bakanı’nın Türkan Çeşme anma törenlerine katılması bekleniyordu. İkili ilişkilerin ve resmi açıklamaların bağlamında bu konunun tatlıya bağlanması beklenilemez, olsa da bu sadece olayın örtbas edilmesi için olur. Resmi makamların suskunluğu ülkenin en büyük liberal hareketinde ve milli politik hayatta ortaya çıkan ağır sorularla ilgili Bulgar toplumundaki soru işaretlerini ortadan kaldırmıyor. Bir liberal oluşumda parti lideri onun olmadığı bir toplantıyla nasıl olur da fahri başkan tarafından ihraç ediliyor? Milli kongrede kürsüdeyken yüzüne silah ateşi açılan Ahmet Doğan’ın farhi başkan olduğu bir oluşum nasıl bir liberal formasyondur? Lütvi Mestan söz konusu bildiriyi gerekirse “bin kez daha aynı şekilde” okuyacağını ifade etti. Partiden ihraç edilen lideri desteklemek üzere milletvekillerden Hüseyin Hafuzov, Aydoğan Ali ve Şabanali Ahmet partiyi terk etti. HÖH Kırcali İl Başkanı Bahri Ömer de onu destekledi ve “Sofya’da Sarayda otururken sırta bıçak vurulamayacağını” ve birilerinin “kafa kesemeyeceğini” ifade etti.

Bahri Ömer ve Mestan’ı destekleyen üç milletvekili ile HÖH’ün başkanlık divanını yürütecek üçlü lider konseyi arasında alevler sıçramaya başladı. Partiden yıllar önce ayrılan Kasım Dal ise, ileride Mestan ile beraber çalışma ihtimalini dışlamadı.

DPS’den ihraç edilen lider ve yandaşlarının yeni bir parti kurup, kurmayacağı sorusu netlik kazanmadı. Soruya cevap yok, ancak Bulgaristan’da Türk azınlığını temsil eden partinin anlaşılan tek bir gerçek lideri var, o da Ahmet Doğan.

Çeviri: Sevda Dükkancı