Kötü havadan daha iyisi yoktur. Bu deyimi eski bir Bulgar filminde duyduk ve günlük hayatımıza girdi.Fotoğraf Elina Ninova ‘Sofya’nın su birikintilerinde’ başlıklı albümünde işte bu deyimin geliştirilmiş şekli. Bu albüm her güzel bir şey gibi spontan, kendiliğinden bir şekilde doğdu sosyal ağlarda olağanüstü popülerlik kazandı :‘ Bundan iki hafta önce bir Cumartesi günü dışarıya gezinmeye çıktım. Sofya’nın boş olduğu . yağmur çiselediği sırada şehirde gezmeyi çok severim. Fotoğraf makinesi ile gezinirken su birikintiler ilişti gözüme. Ve gördüm ki Sofya’nın simgesel binaları bu su birikintilerine yansıyor. İlgimi çekti, bir paralel dünya gördüm. Ondan sonra kasten benzer su birikintileri aramaya başladım. Özellikle de yağmur dindikten sonra, su birikintileri aynaya dönüştü. ‘
Elina’nın büyük şehrin güzelliklerine, mimarisine , kültür birikimlerine, ses , koku ve insanlarına ilgisi çocukluk yıllarında doğar. Ve bu motor ile fotoğraf makinesine el uzatır , eski Fransız ustalarından ilham alır. Elina anlatıyor:
‘Fotoğraf sanatına ilgim benim doğduğum Sofya şehrine ilgimden dolayı başladı. Öğrenciyken ‘Sofya’ dergisi vardı. Çok severdim. Çünkü bu dergide Sofya’dan çok görüntüler, bulmacalar, şehir hakkında çok ilginç makaleler vardı. Günlük hayatta gizli kalan detaylara ilgim arttı. Sofya benim içim şimdi de en sevdiğim fotoğraf konusu kaldı. ‘
Elina Ninova ‘nın yaratıcılığını tanırken, onun tüm albümlerinin iş gücü dikkatinizi çekecek. Sofya, Barselona, Paris veya İstanbul albümlerine bakarken şehir manzaraları güzel sanat tablosunu andırırlar:
‘Çok banal olabilir, ama şehri sevmelisin. İyi gözle bakmalısın. Sadece o zaman şehrin ruhunu hissedebilirsin. Çok sevdiğim bir söz var, Ansel Adams’a ait: Resim bir tek fotoğraf makinesinin düğmesine basmak, değildir. Bu resme istemeden okuduğumuz kitapları, izlediğimiz filmleri, dinlediğimiz müzikleri yansıtıyoruz. Hatta sevdiğimiz insanları bile.’
Eşsiz kadrolar ise nasıl meydana çıkar? Elina onları arıyor mu onlar mı onu buluyor?
‘Aslında o beni buluyor. Ben reji altındaki fotoğraf çekmeyi de çok severim. Model ile yapılanları. Örneğin Rus fotoğraf sayfalarında bütün öykü anlatan , bir kadroya bütün bir film giren muhteşem resimler var. Şahsen ben spontan anları severim. Sokakta gezerken ilginç bir şey gördüğüm anda onu objektifim ile tutmaya çalışırım’ .
Türkçesi: Müjgan Baharova
Yurtdışındaki Bulgar Kültür Enstitüleri'nin başlıca işlevi, Bulgar kültürünün başarılarını tüm çeşitliliğiyle ev sahibi ülkenin izleyicilerine sunmaktır. “Programımız zengin ve renkli olmalı ki herkes kendisi için ilginç bir şeyler bulabilsin” -..
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..
Yurtdışındaki yurttaşlarımız için yazılan eski ve yeni metinlerden oluşan repertuvarı ile Avrupa’daki 17 başarılı gösterinin ardından “Masal posta kutusu” edebiyat formatı Avrupa tunesine daha 11 yer ile devam ediyor. Etkinlikte Aleksandır..
On yıllardır Almanya’da yaşayan Emilia Juecker’in sözlerine göre “Bulgarlar dünyayı süslüyor”. Hamburg’ta 30 Kasım’da soydaşlarımızı bir araya getirecek..