'Benim okulda notlarım hep çok düşüktü, Bulgar dili ve edebiyat derslerinde notlarım hep üçtü. O da yazdığım eserlerde 'önsöz, esas muhteva ve netice' gibi kurallara uyamadığımdandı. İstediğim gibi başladım, istediğim gibi tamamladım yazılarımı'. İşte bunları paylaşmıştı bir zamanlar Büyük Bulgar yazar Yordan Radiçkov.
Montana'nın Kalimanitsa köyünde doğdu Radiçkov. Kurallara uymayan yeni alternatifler yaratan bir yazar oldu. Doğduğu köyden söz ederken her zaman çok heyecanlandı. Bu köy çoktandır bir barajın dibinde kalmıştır. Ama Radiçkov'un eserlerinde hep canlıdır. Okurlarının sevgisi ve saygısı Radiçkov için yeterliydi. Ülkemiz için kaygılanıyordu. Yeteri kadar iyi insan olmadığımızı söylüyordu. ‘İnsan Tanrı'nın yazdığı uzun bir cümlede imla hatasıdır’ diyordu. 2001 yılında Radiçkov Nobel adayı olarak teklif ediliyor. Bu teklifi Sofya Üniversitesi yapıyor. Yıllar içinde Bulgar adaylar arasında İvan Vazov, Penço Slaveykov, Elisaveta Bagryana, Blaga Dimitrova vardır. Maalesef şimdiye kadar Nobel ödülünü kazanan Bulgar yazar olmadı. Radiçkov'un eserlerinin İsveç diline çevrilmesine rağmen, Nobel komitesi belki de onları anlayamadı.
Kalimanitsa sihirbazı yaşamının sonunda vatandaşımıza ders verdi, nasıl yaşanmalı. Gözlerinde o kıvılcımı korudu. Bu gözlerde büyümüş bir serçe ruhunun temizliği ve güzelliği yansıyordu. Fazla konuşmuyordu, sadece sorulduğu zaman cevap veriyordu. Sadece yazar değil, iyilik, sevgi, altrüizm öğretmeniydi . 2004 yılında Radiçkov'un vefatı dolayısyla şair Rumen Leonidov şöyle konuştu:
'Radiçkov en çok sevdiği Ocak ayında vefat etti / ‘Ocak’ başlıklı piyesi de var/. Gerçekten yüz yılda bir doğan bir Bulgar kaybettik. Endişeli gözlerinde bilgelik ve temiz bir ruh vardı. İroniyle bakıyordu dünyaya. Paradoksun sırrını biliyordu. Şimdi onunla vedalaşırken, bir serçeler çok üzgünüz çünkü öksüz kaldık. Şehirlerde de köylerde de artık sıcacık bacalar, pencerede ekmek kırıntıları da yok.'
Türkçesi: Müjgan Baharova
Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..
'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..
10 Kasım 1989 sıradan Bulgaristan vatandaşları için diğerlerinden farklı olmayan bir gün. Saat 18’de Bulgaristan Milli Radyosunda Komünist Parti Başkanı Todor Jivkov’a teşekkürler içeren bir konuşma yapılır, BKP Genel Sekreter görevine Petır Mladenov’un..