İsperih Tarih Müzesi’nin, 16 Nisan ile 20 Temmuz arasında Paris’in Louvre Müzesinde düznlenen “Trak Çarları Destanı – Bulgaristan’dan arkeoloji eserler” başlıklı sergide yer aldığını bilenlerin sayısı çok az, ki bu serginin son derece başarılı olduğunun da altını çizmeden geçemeyeceğiz.
Peki İsperih Tarih Müzesi neden diğer adayları solladı?
Sorumuzu Tarih Müzesi Müdürü bayan Boryana Mateva’ya yöneltiyoruz:
“İsperih Tarih Müzesi, diğer müzelerin olduğu gibi, Louvre tarafından görevledirilen bir komisyon ve Bulgar Bilimler Akademisi (BAN) ve Sofya “Sveti Kliment Ohridski” Üniversitesi uzmanlar tarafından seçildi. Sergiye katılacak eserleri onlar seçti. Maalesef, sahip olduğumuz kıymetli metallerden yapılan eserler ve kapları seçmediler, lakin Helis Trak şehrine ait el sanatları aletlerinden oluşan bütün bir koleksyonu seçmiş oldular. Bu sergi bizim için çok önemli, çünkü Sboryanovo Arkeoloji Parkı ve Trak Çar mezarlığı bu kültürün en güzel örneğini teşkil etmektedir.”
İsperih Tarih Müzesi, devamlı sergilenen bir sergiye, etnografya müzesine, Belintsi köyünde bir yel değirmenine ve UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alan Sveştari Trak Mezarlığın çatısı altında barındırıyor. Müze bunun dışında zengin bir kültür programına sahiptir. “Mayıs Sanat Günleri” için sergiler düzenleniyor, kitaplar ve yazarlar tanıtılıyor. Ayrıca program 18 Mayıs “Müzeler Günü” ve Avrupa Müzeler Gecesiyle ilgili etkinlikler düzenliyor.
“İkinci grup büyük kültür etkinlikleri “İsperih belediyesi Kültür ve Tarih Mirası Günleri” çerçevesinde geçiyor ve 28 Eylül ile 9 Ekim arasında düzenleniyor. Her zaman olduğu gibi, ilk hafta çerçevesinde konferanslar veriliyor, ilginç konuklar davet ediliyor. İkinci haftada ise “Mısır Panayırı” düzenleniyor. Bu yıl 11. düzenlenirken ziyaretçilerin çok fazla olmasını bekliyoruz. Yemek sergilerin yanısıra etnografya sergileri de yer alacak. Bu panayırda, mısırla ilgili oyunlar ağırlıklı olacak, aynen öğrenciler arasında çok ünlü olan “Mısır futbolu” yarışması gibi...”
İsperih Tarih Müzesinin çalışmalarında öğrencilere ve çocuklara yönelik olanlar ağır basıyor. Sözü yine Boryana Mateva’ya bırakıyoruz:
“Genelde yeni eğitim yılın başında belediyedeki okullara ve öğrencilere yönelik bir çalışma programı hazırlıyoruz. Belirli konu üzerinde konuklar seçiyoruz. “Marta Ninenin Evi”nde çocuklarla marteniçkalar yapıyoruz, Paskalya Yortusu için yumurta boyuyoruz, Yeni Yıl için ise survaçkalar hazırlıyoruz. Neden çocuklarla çalışmalarımıza bu kadar büyük önem veriyoruz? Çünkü onlar müzemizin başlıca ziyaretçileri ve bizler onların ilgisini karşılamak amacıyla elmizden geleni yapıyoruz. Öğrenci ve çocuklara gelenekleri, örf ve adetleri analatacak ve öğretecek daha yaşlı kişileri gönüllü olarak etkinliklerimize davet ediyoruz. Bu tür etkinliklerin büyük bir ilgiyle karşılandığını görüyoruz ve büyük başarıya imza attığını gözlemliyoruz.”
Fotoğraflar:Şevkiye Çakır
Bulgar okuma evi, halkın maneviyatını ve geleneklerini yüzyıllardır koruyan eşsiz bir kurumdur. Razlog kasabasındaki “Razlog -15 Eylül 1909” okuma evi 115. kuruluş yıldönümünü kutluyor. Bu vesileyle 30 Eylül'de Rila,Pirin ve Rodop dağları..
Yurtdışındaki yurttaşlarımız için yazılan eski ve yeni metinlerden oluşan repertuvarı ile Avrupa’daki 17 başarılı gösterinin ardından “Masal posta kutusu” edebiyat formatı Avrupa tunesine daha 11 yer ile devam ediyor. Etkinlikte Aleksandır..
Varna’da düzenlenen 42. “Altın Gül” Bulgar Film Festivali’nde uzun metrajlı film dalında büyük ödülü, Petar Valchanov ve Kristina Grozeva ikilisinin yönettiği “Triumph” filmi kazandı . Film aynı zamanda iki yönetmenin Decho Taralezhkov..
Eylül ayında Biz nehrin çocuklarıyız” festivalini düzenleyen bir sivil toplum kuruluşu, Plovdiv belediyesi ile yeniden işbirliği yaparak doğadan ilham..