Bu dünyada her şeyin bir bedeli, bir fiyatı vardır. Vardır olmasına da bizde elektriğin fiyatı büyük bir sır olmaktadır. Neden mi? Çünkü bizde elektriğin fiyatı özellikle siyasette olmak üzere pazarlık kozu olmuştur hep. Hükümetleri deviren veya görevini sürdürmelerini sağlayan, farklı farklı menfaatlerin ve lobilerin ilgi odağında olan elektrik fiyatıdır. Demokrasi yıllarında elektrik enerjisinin fiyatı, enerji sektöründeki gelişmelerin objektif bir sonucu olmaktan çok uzak kaldı hep. Ortada kesin olan bir şey varsa o da elektrik fiyatının her daim maliyetinin altında kaldığıdır.
Halihazırda Ulusal Elektrik Kurumu NEK, bir megavatsaat elektriği maliyetin yüzde 30 altında olan düzenlenmiş bir fiyat üzerinden satıyor. 1 Ağutos tarihi itibari ile uygulanmaya başlayan yeni elektrik fiyatının açıklanması, istifa taleplerine, iflas sakıncalarına ve perakende fiyatlarda hızlı zam yönünde uyarıların yapılmasına yol açtı. Büyük işveren örgütleri, zam getirilmesinin önümüzdeki yılın 1 Ocak tarihi itibari ile yürürlüğe girmesini istediler, ancak bu istekleri yasaya aykırı düştüğü için Enerji ve Su Düzenleme Komisyonu Başkanı İvan İvanov, 1 Ağustos tarihi itibari ile zamlı fiyatın uygulanacağını açıkladı.
İş sektörüne gelince... İş sektörü protesto etmekte haklı olsa da 2014 yılının Ekim ayında hanelere verilen elektriğin fiyatına yüzde 10’luk zam getirildiğinde olduğu gibi 2013 yılında yüzde 13’lük zam yapıldığında da, 2007 yılında da elektrik fiyatının hızla artırıldığında da iş sektörünün protesto etmediklerini hatırlatalım.
Bu arada 2013 yılında Oreşarski hükümetinin elektrik fiyatını düşürmesi sonucu 300 milyon avronun üzerinde zararlar getirdi. Zamanda daha da geriye gidersek 2002 ila 2005 yıllar arasındaki dönemde yıllık yüzde 15’lik zam getiriliyordu.
Bütün bunların neticesinde Ulusal Elektrik Kumu açığı arttıkça arttıyor, ki bu enerji sektöründe yapılanların her zaman münasebetsiz olduğunu gösterip kulis arkası kuşkularını getiriyor, çünkü tahmin çalışmaları profesyönel şekilde yapılsaydı eğer, elektrik fiyatı düzenlenmiş olmakla birlikte sektördeki ekonomik mantığa göre belirlenecekti.
Şimdi enerji sektörü açığının 2 milyar avroyu bulması, hasır altı edilecek bir durum değildir .Yasa gereği eski borçların önümüzdeki dönemde kapatılması gerekiyor. Bunun devlet desteği ile mi, piyasa fiyatları ile mi, yoksa düzenleme yolu ile mi yapılacağına devlet ve düzenleme organı karar verecekler. İş sektörüne göre herkesin ürettiği elektriği piyasa fiyatı üzerinden satabileceği bir enerji borsası olmayınca, yani önümüzdeki yılda piyasa liberalleşinceye kadar elektrik fiyatına dokunmamak gerekir.
Enerji bakanı Temenujka Petkova ve Komisyon Başkanı İvan İvanov’un piyasanın liberalleşmesi ve enerji borsasının getirilmesi ardından fiyatların düşüşe geçeceği yönündeki iyimserliklerine rağmen uzmanların beklentileri piyasa dengelenince ve açık kapatılıncaya kadar fiyatların artmasından yanadır. Bunun ne zaman olacağını bilen yok, çünkü enerjide reform haritası henüz çizilmiş değil. Bilinen bir şey varsa o da hükümetlerin görev sürelerinin belirli olmasıdır ve bu sefer de biri, kendi menfaati doğrultusunda elektrikle oynayacak olursa kısa devrenin zaman meselesi olacağıdır.
Çeviri: Tanya Blagova
Sanayi Sermaye Derneği Eğitim ve Bilim Bakanı Galin Tsokov’a yazdıkları mektupla, 2025/ 2026 öğretim yılında okullarda meslek sınıfların %1’in altına düşmesini öngören Devlet Eğitim Planı hakkında endişelerini dile getirdi. Radyo Sofya’ya..
Ekim ayında bir önceki aya kıyasla enflasyon oranında %1,1 yükselme kaydedildi. NSİ- Ulusal İstatistik Enstitüsü enflasyon endeksinin yıllık bazda % 1,8 olduğunu bildirdi. Ekim ayında mal ve eğlence ile kültür hizmetleri fiyatları..
Uluslararası iş ve ekonomi gazetesi Financial Times (FT) tarafından aktarılan habere göre, Rus enerji devi Lukoil , Balkanlar'daki en büyük varlığı olan Bulgaristan’daki Lukoil Neftohim Burgas rafinerisini Katar-İngiliz ortaklığına..