10 Kasım 1989 sıradan Bulgaristan vatandaşları için diğerlerinden farklı olmayan bir gün. Saat 18’de Bulgaristan Milli Radyosunda Komünist Parti Başkanı Todor Jivkov’a teşekkürler içeren bir konuşma yapılır, BKP Genel Sekreter görevine Petır Mladenov’un geçtiği duyurulur. Bu haber şok etki yaratır ve bundan sonra gecenin seyrini değiştirir.
Yoldaş bay ve bayanlar, ülkemizin Merkez Komitesi Genel Sekreteri görevine beni seçtiğiniz için size çok minnettarım. Bana verilen sorumluluk ve yükümlülüklerin ne kadar büyük olduğunun farkındayım, bu güveninizi karşılamak için elden geleni yapacağıma söz veriyorum. Partim ve şahsım adına Todor Jivkov yoldaşa en içten teşekkürlerimi iletmek istiyorum, partimiz ve ihtilalimiz için verdiği mücadeleyi tebrik ediyorum. Yıllar içinde faşizme karşı mücadele ve ülkede sosyalist fikirlerin yaygınlaşmasında katkısı büyüktür. Jivkov yoldaşı, hak ettiği istirahate gönderirken, biz ona en içten teşekkür ediyor, sağlık, ferahlık ve başarılı yıllar diliyoruz.
Olanlar, BKP Merkez Komite kongresi olsa da, vatandaşlar bazı şeylerin değiştiğini ve yeni bir dönem başladığının farkına varıyor. Bilgi engeline rağmen, insanların çoğu 9 Kasım günü Almanya Demokratik Cumhuriyeti Başbakanı Günter Şabovski’nin değişimleri anons ettiğini, Doğu Almanyalılara kolay pasaport verme işlemi başladığını duymuştur. Saatler sonra Berlin duvarı yıkılmıştır.
Perestroykanın başlangıcı ve Mihail Gorbaçov’un eski SİV örgütü ülkeleri ekonomilerini desteklemeyi red etmesi ardından, Todor Jivkov’un defalarca itiraf ettiği gibi, dönmenin sistemi vatandaşların beklentilerine cevap veremiyor ve anlaşılan “iyi gelişmeyen bir toplum, sosyalizm küvette bir bebek” kalmıştır. Bulgaristan’da da yeni dönem, yeni ekonomik ve siyasi çerçeve anons edilir. Ekim ayında Doğu Alman vatandaşları Federal Almanya, Macaristan, Polonya ve Çekya elçiliklerini kuşatır ve Batı Almanya’ya girme istemlerini ortaya atar. Avusturya sınırlarını açar. 18 Ekim 1989’de Almanya Birleşik Sosyalist Parti genel sekreteri Erih Honecer istifa eder.
Gorbaçov bu sürecin çok daha erken olası gerektiğini savunur. Gorbaçov’un talimatıyla dönemin Sovyetler Elçisi Viktor Şarapov Todor Jivkov ile görüşür. Jivkov o zamanlar görevden çekilmek istediğini söyler. On gün sonra Şarapov yine yanına gelir ve “Gorbaçov sizin görevden çekilme kararınızı saygıyla karşıladı ve istifanızı sunmanızı rica etti” der. Karar artık Jivkov’un değil, Sovyetlerin Kremlin kararı olur.
Todor Jivkov’un istifa ettiğini öğrenen muhalefet, ilk yürüyüşünü 18 Kasım 1989’da düzenler. Bu mitingte, daha sonra Demokratik Güçler Birliği kurucularından olacak simge isimler yer alır- Jelü Jelev, Petır Beron, Blaga Dimitrova ve başkaları. Bulgar Ulusal Radyosunda şair Blaga Dimitrova’nın bu ayaklanmalardaki konuşmasından kayıtlar bulunuyor:
Kardeşlerim, yeni günümüz hayırlı, uğurlu olsun! Vatanımın 30 yılı, feodal armanın egemenliği altında geçti. Bir zamanlar Bulgaristan dünyada tanınıyordu, Güller Ülkesi olarak biliniyordu, ancak tek devletçilik tekeli ülkemizi bir sklerotik yere dönüştürdü. İmtiyazlı iktidarcılar bakın hayatımızı neye çevirdi? Gri bir rutinlik , sıkıcı yaşam, korku, ilgisizlik…Beceriksizler, yeteneklinin yerine oturuyor, aptallar kendine benzeyenleri teşkilatlandırıyor, yetenek ve bilginin sesi susturuluyor.
Özgürlük yürüyüşüne 150 000’den fazla kişi katılır. Anayasa’da tüm iktidar yetkisini mutlak olarak BKP- Bulgar Komunist Partisine veren 1. maddenin kaldırılması istenilir. 15 Ocak 1990 yılında bu madde kaldırılır ve ilk ekonomik reformlar yol alır. Ülkenin serbest piyasa ekonomisi ve demokrasiye geçiş tarihi ise 10 Kasım 1989 olur.
Çeviri: Sevda Dükkancı
Öteki Bulgaristan - bunlar 9 Eylül 1944 senesindeki Sovyet yanlısı devrimden sonra yurtdışına kovulan binlerce Bulgaristan vatandaşı. Bütün dünyaya yayılmış, vatanın hasretini çekiyor, vatanın tartışılacak geçmişi, trajik gerçeği ve bilinmeyen..
Giuseppe Verdi bir mektubunda şöyle yazdı: 'Sessanatçısına şarkı söylemeyi öğretmeyen. Bir şeytan varsa sırtında o işi bilir'. Bu sözler bir nevi udünya sahnelerini Verdi'nin müziği ile fethetmiş olan Bulgar opera divasıGena Dimitrova için söylenmiş...
'Benim okulda notlarım hep çok düşüktü, Bulgar dili ve edebiyat derslerinde notlarım hep üçtü. O da yazdığım eserlerde 'önsöz, esas muhteva ve netice' gibi kurallara uyamadığımdandı. İstediğim gibi başladım, istediğim gibi tamamladım yazılarımı'. İşte..