AB Komisyonu, yoksul Afrika’dan Akdeniz üzerinden Avrupa’ya yönelik mülteci akını ile ilgili görüşünü nihayet açıkladı. Bundan iki gün önce Brüksel, sığınak arayan 40 bin kişinin AB ülkelerine dağıtılması mekanizmasının getirilmesi yönündeki yasama teklifini açıkladı. Bu 40 bin kişinin 24 bini İtalya, diğer 16 bini ise Yunanistan topraklarında bulunuyorlar. Söz konusu mekanizma, sadece Suriye ve Eritreya’dan gelen sığınmacılara uygulanacak. İskan edilen her sığınmacı için AB Komisyonu, kabul eden ülkeye bir defaya mahsus olmak üzere 6 bin avro ödeyecek. BM istatistik verilerine göre yılın başından bu yana Avrupa kıyılarına ulaşmaya çalışan 60 bin kişi, Akdeniz’i geçmiş bulunuyor. Deniz kazaları sonucu hayatını yitirenlerin sayısı ise 1800 olmak üzere geçen yılın aynı dönemine kıyasla 20 kat fazladır.
AB Komisyonunun teklifi, birlik üyesi 28 ülkenin hükümetleri tarafından değerlendirilip onaylanmalıdır. Oysa görüşbirliğinin zor sağlanacağı en azından iki kilit sorun mevcuttur. Birincisi, sığınmacı dağıtım mekanizmasının üye ülkeler için zorunlu olup olmayacağı hususudur. On kadar Avrupalı başkent konu ile ilgili çekincelerini ifade ederken sığınmacı kabul etmeyeceklerini açıkça gösterdiler. İngiltere, İrlanda ve Danimarka ise sığınmacı dağıtımına zaten dahil edilmiş değil.
İkinci problem de iskan kriterleri olacak. Kabul eden ülkenin sırf nüfus sayısı, GSYİH ve işsizlik oranının göz önüne alınması, tartışmalı bir kriterdir.
Bu durumda Bulgaristan’ın tepkisi ne olacak? Ülkemiz Akdeniz üzerinden gelen sığınmacı akını problemine çözüm getirilmesine katılacak mı? Bundan sayılı günler önce Sofya da yeni sığınmacı kabul etmekle ilgili çekincelerini dile getirmişti. Ancak şimdi, yöneticilerin her zamanki gibi “Evet” cevabını vermeleri bekleniyor. Böylece ülkeye Türkiye ile olan sınırımız üzerinden artık girmiş bulunan binlerce sığınmacıya yüzlerce yeni sığınmacı eklenecek. Bulgaristan’a tahsis edilen sözüm ona “Akdeniz’li sığınmacı” kotası 788 kişidir. Bu rakam 40 binin yanında önemsiz görünse de bu işte rahatsız edici bazı hususlar var. Bulgaristan’ın Türkiye ile olan güney sınırı, AB’nin de dış sınırı olarak bir yıldan uzun süredir çoğu Suriyeli sığınmacılar olmak üzere büyük bir göç baskısına tabidir. Oysa Bulgaristan, böylesine büyük sayıda insana sığınak vermeye hazır değildir. Türkiye ile olan sınırda engelleyici tesislerin kurulmasına da aynı sebepten dolayı başlandı. Şimdi de Akdenizli göçmen kabul etme zorunluluğu ortada. Anlaşılan bundan günler önce Başbakan Boyko Borisov ve İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Riga’da yapılan Doğu Ortaklığı zirvesinde bunu konuşmuşlardır. Resmi açıklamalara göre ikisi Akdeniz olduğu gibi Bulgaristan’ın güney sınırı da büyük göç baskısına maruz kaldığı ve gittikçe artan mülteci akını sorununun başarı ile giderilmesinin ancak ortak çalışmalarla mümkün olacağı konusunda hemfikir oldular. Ancak İtalya’nın, topraklarına Bulgaristan’da bulunan mülteciler kabul etmeyecği kesindir.
Endişe verici diğer husus ise AB’nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan’ın mültecilerin Avrupa’nın batısına doğru yolunda sadece durak olmasıdır. Bulgar toplumuna entegre olmayı isteyecek olanları bir elin parmaklarında saymak mümkün. Tam tersine çoğunlukla yasa dışı göçmenler tarafından asosyal tavır ve çatışma olayları sıklaşmaya başladı.
AB Komisyonu ortaya tartışmalı kriterler atarak Akdenizli mülteci probleminin çözümü konusunda üye ülkeler arasında mücadelelerin yürütülmesine meydan yarattı. Durum böyle olunca, Bulgaristan gibi dış sınır durumunda olan devletlerin ek mülteci kabul kotasından muaf tutulması daha adil olmaz mıydı? Çabaların Afrika kıyılarından Avrupa’ya sığınmacı nakleden kaçakçılarla mücadeleye yönlendirilmesi daha etkin olmaz mıydı? Göç süreçlerinin temelinde yatan yoksulluk ve siyasi istikrarsızlığın giderilmesi için mülteci üreten devletlerle çalışmak daha uzun görüşlü olmaz mıydı soruları beliriyor.
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..
Bulgaristan vatandaşları üç yılda yedinci kez olmak üzere sandık başına geçti. Bu yıl Haziran ayında olduğu gibi, şimdi de katılım düşük. Bulgaristan radyosu Sofya merkezinde anket yaptı ve insanların nabzını yokladı. Ülkeye sağlam bir yönetim..
NATO Genel Sekreter Yardımcısı bir Makedonyalı oldu NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Kuzey Makedonyalı Radmila Sekerinska’nın ittifakın Genel..