Bulgaristan’da 2013-2014 yolsuzluk oranı son 15 yılın en yüksek seviyeye ulaştı. Demokrasiyi Araştırma Merkezi’nin 11. yıllık raporunda bu sonuçlar su yüzüne çıktı. Güneydoğu Avrupa’da Gelişim ve Şeffaflık İnisiyatifinin yaptırdığı araştırma Balkanlar’ın dokuz ülkesini kapsadı-Bulgaristan, Hırvatistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Türkiye. Bulgaristan %29 ile Karadağ %31 ve Aranvutluk %39 yolsuzluk listesinin 3. yerinde bulunuyor. En az rüşvet ve yolsuzluk ise %8-9 ile Türkiye ve Hırvatistan’da verilmiş.
Bu düşük oranlar bile AB ortalama yosuzluk oranından daha yüksek. Balkanlar’da rüşvetçilik anlaşılan önü kesilemeyen bir eğilim. 2014 yılında KTB bankasının iflasıyla Bulgaristan vatandaşları muazzam bir siyasi yolsuzluk eylemlerine şahit oldu. Yargı alanında düzen ve kanunları belirleyen organlarda, savcılık, mali istihbarat, Bulgar Merkez Bankası gibi kurumlarda da inanılmaz yolsuzluklar yaşandı. Demokrasiyi Araştırma Merkezi Ekonomi Programı sorumlusu Ruslan Stefanov neticeleri değerlendirdi:
“Bu göstergeler, son 2 yılda siyasi istikrarsızlık ve politik yılların “durmuş olması” çok ciddi idari yolsuzluklara yol açtığını gösteriyor. Bulgaristan’da 1999 yılından beri yolsuzluk ölçüm sisteminin en yüksek oranında bulunuyoruz. Ayda farklı yerlerde toplam 160 bin rüşvet alınmış ve verilmiş. Gümeydoğu Avrupa ülkelerine kıyasla da Bulgaristan’ın durumu pembe değil. AB üyesi bir ülke için bu yolsuzluk oranı rekor düzeyde yüksek. Ülkemiz, Batı Balkanlar’da diğer ülkelere kıyasla bütçe belirleme ve yönetim sistemi açısından çok daha şeffaf bir tablo çiziyor. Romanya’da yolsuzluk göstergeleri şu an çok iyi, Bulgaristan’dan farklı olarak orada rüşvetçiliğin önü kesilmiş. Ruslan Stefanov, Bulgaristan ile Romanya’nın bir birini kovalayan iki ülke konumundan çıkarılması gerektiğini savunuyor. Önceleri Bulgaristan’da durum daha iyidi, şimdi ise tersi. Ona göre bunlar normal politik süreçlerdir.
Slovakya, Çekya, Polonya gibi ülkeler de yolsuzluk olaylarından arınmış değil. Orada da üst düzey mercilerde ve kişilerde rüşver skandalları yaşandı. Bulgaristan bu durumla başedebilir.
Stefanov şunları söyledi: “Bulgaristan’da şeffaflığın artmasıyla, KTB bankasında olup, bitenler daha büyük açıklık kazandı. “Güney akım” projesine dışarıdan gelen baskı da aynı şekilde anlaşıldı. Kontrol altındaki medyaların dayatmalarına rağmen, Bulgar vatandaşları bu süreçler hakkında daha açık ve reel bilgi alıyor. On yıl önce olsaydı, olup bitenleri asla öğrenemezdik”.
Stefanov AK “Adalet ve İç Düzen” İlerleme Raporunda yolsuzlukla mücadeledeki başarısızlığın yansıtılacağını düşünüyor.Fakat bu rapor, Boyko Borisov başkanlığındaki yeni hükümete şans verecek. AB üyesi ülkelerde yolsuzluk kaşıtı raporu da bekeniyor. Bu raporda Bulgaristan daha sekiz ülkeyle beraber bazı tavsiyeler aldı. AB Konseyi’nin AK üzerindeki kontrolün bir kısmı olarak bu tavsiyeler “Güney akımda” olduğu gibi Avrupa Komisyonu liderliğini arttıracak. Avrupa savcılığın geleceği yolsuzluktan dolayı tehlikede sayılmaz.
“Yolsuzluk sorunlarının çözümü her zaman yerel güçle olmuştur. Yolsuzluk ve rüşvetçilik en çok sıradan insanları etkiliyor. Bulgaristan’da halk da her adım başı bu olaylarla karşılaşıyor. Burada artık somut örneklerle değişiklik başlamalıdır”.
Türkçesi: Sevda Dükkancı
Üç yılda yedinci kez Bulgaristan vatandaşları milletvekili seçimini yaptıktan sonra, seçim neticeleri bazı kulis arkası oyunları da su yüzüne çıkardı. Kesin oy sayımında %4 olan barajı aşmak için %0.01 oyu yetmeyen “Veliçie” partisinin..
27 Ekim’de düzenlenen erken genel seçimlerinde oy kullanan seçmenler daha da renkli bir parlamentonun hatlarını çizdi. İlk tahminler 9 partili bir Halk Meclisi yönündeydi, ancak Merkez Seçim Komisyonu(MSK)’nun sandık kurulu protokollerinin yüzde 100’nün..
Sıradaki erken genel seçimler artık arkada kaldı. Geçen erken seçimlere kıyasla katılım oranın biraz daha yüksek olması dışında, siyasi tahminlerde ve politik yapılaşmaların ne olacağı ve nasıl bir kabine ortaklığı kurulacağı sorularına yanıt bulmak yine..