1960 yılında Bulgaristan Milli Radyosu’nun Big Bend orkestrası kuruluyor. Bu ülkemizde en prestijli ve en uzun tarihe sahip jazz orkestrasıdır. Daha kuruluşundan beri Bulgar bestecilerinin hayallerine bir meydan okumadır. Onlar bu orkestranın repertuvarı için eğlenceli ve dans müziği yazmaya başlıyor. İlk yıllarda orkestranın şefleri arasında Jul Levi, Dimitır Ganev, Georgi Ganev, Emil Georgiev ve Milço Leviev var. ‘Meçti’- ‘Hayaller’ parçası 1960 yılında kaydediliyor. Bestesi Moris Alacem’e ait.
Big Band’ın oluşmasından önce özgün Bulgar hafifi müziği hakkında düşünmek bir absürdtü. O zamanlarda restoranlarda, lokallerdeki orkestralar yabancı dilde orjinal müzik çalıyordu, tercümesiz. Big Bend oluşunca Bulgaristan Milli Radyosunun ‘Hafif ve dans müziği’ redaksiyonu orkestranın repertuvarının oluşturulması üzerinde yoğun çalışmalar başlattı. Böylece bu janr alanında ilk enstrümantal piyesler meydana geldi. Şarkılar ile iş biraz daha zordu. Fakat işler yoluna girdi. Belki de klasik müziği etkisi altında olan çoğu besteciler çok zor piyesler besteliyordu ve onların yorumunda zorlanıyorduk, geniş izleyici kitlesine ulaşamıyorlardı. Belki de bazıları basit müzik parçaları bestelemekten kaçınıyordu, kendilerini küçük düşüreceğinden korkuyorlardı belki de. Bana sorarsanız bazen basit melodi bestelemek çok daha zordur. ‘
Vili Kazasyan’dan sonra orkestra şefi Yanko Miladinov oluyor. Son yıllarda ise bu görevde Antoni Donçev’i görüyoruz. 54 yıllık tarihinde orkestra radyoda binlerce kayıt yaptı. Ülkedeki tüm pop ve jazz forumlarına katıldı, yurtdışında ün kazandı. Onlarca yıl boyunca efsanevi ‘Altın Orfe’ yarışmasında bütün şarkıcılara eşlik etti. Bulgaristan Milli Radyosunun Big Bend orkestrasının bir başka özelliği de var. Bu orkestra ile bir kaç nesil ses sanatçı ilk adımlarını atıyor: Lili İvanova, Yordanka Hristova, Bogdana Karadoçeva, Vasil Nydenov ve daha çok sayıda ünlü şarkıcılar. Günümüzde de otoritesi, tecrübesi ve yüksek profesyonelliği ile Big Bend çok sayıda müzisyeni ve müzik severi çekmektedir. Şimdi kuruluş yıllarına dönelim ve eski bir kaydı dinleyelim. Müziği Petır Stupel’e, güftesi Rosen Vasilev’e ait. O sıralarda en ünlü seslerden biri olan Georgi Kordov söylüyor.
Türkçesi: M. Baharova
“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...
Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..
'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..