Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

1959: Penü Penev – ‘İnancı kaybedersen – her şeyi kaybetmişin’

БНР Новини
Photo: arşiv

Şair Penü Penev’i ölümsüz şiirleriyle anıyoruz. Kendi yolunu sadece 29 yıl içinde kat etti ve sonuna erdi.27 Nisan 1959 tarihinde son notunda şöyle yazıyor: ‘Evsiz, işsiz, sevgisiz olmaktan usandım’. Bir başka ünlü şairin, Stefan Tsanev’in Penü Penev hakkında söylediklerini dinliyoruz:

‘Şunu soruyorum kendime, neden acaba halk tam Penü Penev’i seçti? Neden tam onu kalbine kabul etti? Penü Penev iktidarı kullanarak yeteneğini ileri sürmedi, üst düzey görevlerde bulunmadı, kendi elleriyle kendi başı çevresinde hale çizmedi, eleştirmenler onun için dalkavuk gibi sözler söylemiyordu, iki yüzlülük yapmıyorlardı. Penü Penev lüks dairelerde yazmıyordu şiirlerini, siyah arabaların pencereleri arkasından hayatı gözlemlemiyordu, kapalı doğa sitlerinde ava gitmiyordu, lüks yazlıkların gölgelerinde tatillere gitmiyordu, ve oradan halka nasıl yaşaması, nasıl çalışması için tavsiyeler, öğütler vermiyordu, halka nelere inanması, nelere inanmaması gerektiğini söylemiyordu. Penü Penev tam halkın yaşadığı gibi yaşam sürdürüyordu. Tam halkın çalıştığı gibi çalışıyordu, halkın yediği yemekleri yiyip, meyhanelerde içki içiyordu, halkın inandığına inanıyordu, halkın nefret ettiğini nefret ediyordu, halkın kederi onun kederiydi, halkın mutluğu onun mutluluğu idi. Bundan dolayı halk onun sözlerini, kelimelerini kendi sözleri gibi kabul etti. Her halde bana biri, bu çok basit, bu demagoji diyecek ve tersini kanıtlayan örnekler verecek. Her şeye rağmen ben halkın günümüzde de Penü Penev’i sevdiğini düşünmeye devam edeceğim. Çünkü Penü Penev halk ile birleşti. Bir atasözü vardır, anlamını tok olanın aç olana inanmadığı olarak izah edebilirim. Ben tersine inanıyorum, bir halk sana inanmasını istersen, onun gibi yaşayacaksınız. Bey gibi yaşamak ile olmuyor, halka ‘ benim halkım, ben senin ile düşünüp, seninle ağlıyorum’diyeceksin.

Penü Penev gerçekten geleceği kurduğuna inanıyor. Bu gelecek ışıklar içinde kardeşliğin temelinde, güzelliklerin bol olduğu bir gelecek olacaktı. İnanıyor ve Bulgaristan’ı değiştirmek isteyen milletin romantik deneyimini şiirlere döküyor. İnsanları heyecan ve inançla yükledi ve şiirlere yansıttı. Şiirlerin yanı sıra yeni hayatının inşaatına da yoğun bir şekilde katılıyor. Sözleri ve inancı Botev’in sözleri ve davası ile çok yakın.Cepheye giden Debelyanov’a daha da yakın, bu insanlar kendi ideali peşindedir. Her birine ait olabilir bu sözler: ‘Para kaybedersen, zenginlik kaybedersen, hiçbir şey kaybetmemişsin. Onurunu kaybedersen, bir şeyler kaybetmişsin. Ama inancını kaybetmişsen, her şeyi kaybetmişsindir!’

Penü Penev’in şiirlerinin propaganda için de kullanmasına rağmen , hiçbir zaman sipariş üzerine şiir yazmamıştır. İşsizlikten, fakirlikten , parasızlıktan geçmiş, kıskançlık, karalamalar ile yüz yüze kalmış, kabul olunmamış ama bütün bunlara rağmen inancını kaybetmemiş. Onun idolleri Mayakovski ve Esenin ve onların izini sürmeyi seçmiştir. Bunu kim anlayabilir, sadece gerçek şairler…

Altın fonumuzdan Stefan Tsanev’in sesini dinliyoruz: ‘Şairin bir tanrısı vardır, bu da gerçek. Şaire sadece biri emir verebilir , bu da halktır, bir hakemi vardır - vicdanı. Bu üç kutsal şeyini elinden almaya denedikten sonra Penü Penev intihar etmeyi seçer. Haklı olduğunu kanıtlamak için. Ben o kara günü hiçbir zaman unutmayacağım - 29 Nisan gününü. Biz o zaman 20 yaşlarında, kendine güvenen, göklerde gezen deli kanlılar. Aniden şairliğin güzel ve kibirli bir oyun olmadığını anladık. Aynı bu günde şairliğin yaşam ve ölümün bir oyunu olduğunu bütün gerçekliği ile anladık. Başka zamanlar, başka dönemler yoktur. Günümüzde de kalemi eline alan bilmeli ki bunlar gerçektir. Yazdığı gerçekleri hayatı ile ödemeye de hazır olmalıdır.

Türkçesi: M. Baharova



Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Filip Dimitrov hükümeti

1992 yılı-Filip Dimitrov az bir farkla, ancak ebedi olarak Başbakan kaldı

“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...

Eklenme 12.07.2015 09:35

1991 yılı- Elisaveta Bagryana- ebedi ve eşsiz

Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..

Eklenme 04.07.2015 08:10

1990 yılı- Zaman bizim mi?

'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..

Eklenme 01.07.2015 10:30