20 Ağustos’ta “Nehirler Tarihini Sonuna Kadar Yaz” motosu altında yapılan kampanya başlatıldı. Kampanyanın amacı, ülkemizdeki nehirlerin en büyük sorunları için uyarmak ve bunlara çözüm önermektir. Etkinliği başlatan, WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı’dır. Çevrecilerin amacı, Bulgaristanlıların doğa sorunlarıyla daha yakından ilgilenmesini sağlamaktır. “Nehirler Tarihini Sonuna Kadar Yaz” kampanyası, suların korunması için bir dilekçe ile başlıyor.
İsteyen herkes bunu şu adreste destekleyebiliyor: http://www.wwf.bg/get_involved/rivers/petition/.
WWF Dünya Doğayı Koruma Vakfı’nın “Sular” Programından uzman Lübomir Kostadinov, Bulgaristan Rdyosu’nun mikrofonuna konuşarak şunları paylaştı: “Mümkün olduğu kadar çok insanı bu sorunlarla ilgilendirebilmek ve kurumları daha aktif kılmak için bir dilekçe başlatıyoruz. Şimdi sel riskini yönetim planları hazırlanıyor, nehir sularını yönetim planları da güncelleniyor. Bu yüzden bu an tesadüfen seçilmedi. Bunun amacı, Çevre ve Sular Bakanlığı’nın nehirlerin mahvolmasının durdurulması için önlem alabilecek araçları olmasıdır.”
Ülkemizdeki nehirlerle neler olup bitiyor ve en ciddi sorunlar nedir? Bu soruya cevaben uzman Lübomir Kostadinov şu açıklamada bulundu: “Avrupa’da çoktan beri bir sürü su temizleme tesisleri kurulmuştur ve insanlar, nehirlerin temiz olması gerektiğinin bilincine varmıştır. Oradaki nehirlerin şekli insan müdahalesi ile değiştirilmiştir. Bulgaristan’dan 50’li ve 60’lı yıllarında da buna benzer çalışmalar yapılmıştır. Ama nehrin yolunun baraj gibi herhangi bir altyapı ile kesilmesi cinslerin göçünü zedeliyor. Nehirlerde kalan asgari su çok büyük bir sorundur. Bu, Bulgar nehirlerinin yukarı kısımlarında sık sık olup biten bir şeydir. Orada bu yüzden Balkan alabalığı gibi bazı cinsleri kaybetmeye başlıyoruz. Son yıllarda ortaya çıkan diğer bir sorun da nehirlerden çakıl ve kum elde etme çalışmalarıdır. Yer altı suları da azaldı ve bu, tarım arazilerinin sulama imkânlarını kısıtladı. Bu sorunla sadece yerel topluluklar karşılaşmıştır.”
İlbahar ve yaz aylarında meydana gelen sellerden zarar görmeyen yer neredeyse kalmadı, yerel halk da henüz kendini toparlayamadı. Sadece doğaya mı küsmeliyiz ama, ya da başımıza gelenler insanoğlunun sorumsuz müdahalesi sonucu mu ortaya çıktı?
Lübomir Kostadinov, şunları belirtti: “Eskimiş altyapının, doğru büyüklükte olmayan bent ve köprülerin, sellere sıklıkla yol açtığı eğilimi görülmektedir. Bunun yanı sıra sık sık temizlenen nehir yatakları, selleri önlemiyor, çünkü sorunu başka bir yere naklediyor. İnsanlar, evlerini nehrin yakınında inşa ettiklerinde yoğun yağışlar durumunda neler olabildiğini hiç düşünmemiştir. 50 yılda bir meydana gelen seller, herhalde daha kısa sürelerde, mesela 20 yılda bir meydana gelecek. Biz selleri yönetemiyoruz, ama riski yönetebiliyoruz, kurban olmaması ve altyapı ve konutlar için zararların mümkün olduğu kadar az olması için dikkat edebiliyoruz.”
Çeviri: Rayna İvanova
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa şüphecilerine “kıl payı” yaklaşsa da, ülkenin Avrupa yanlısı bakış açısını güçlendirdi. Ancak..
Sofya’da 28 Kasım 1938’da yayınlanan “Besarabya Bulgarları” gazetesinin tek sayısında “Besarabya Bulgarları, Bulgar halk cüssesinin, Bulgar manevi ve kültürel birliğinin ayrılmaz bir parçasıdır ve böyle kalacaklar, zira aramızdaki bağ güçlüdür”..
“Hak ve Özgürlükler İttifakı” , Türkiye’de Bulgaristan’daki erken Parlamento seçimleri için kullanılan 48 000'den fazla oydan yaklaşık yüzde 65'ini ikna edici bir şekilde kazandı. Bu, 46495 kişinin oy kullandığı Haziran seçimlerine nazaran biraz..
Burgas Tam Teşekkülü Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından yapılan açıklamada diyabetik ayak tedavisinde hastanın kendi dokusu kullanılarak yapay..