1941 yılının sonunda Bulgar hükümeti Hitler’in baskısı altında İngiltere ve ABD’ye sembolik savaş ilan ederken, üç yıl sonra bunun bir gerçek savaşa dönüşeceğini kimse tahmin edemez.10 Ocak 1944 yılında yaklaşık 200 Amerikan uçağı Sofya’yı bombardıman ateşine alır. Bulgar tarihinde bir dönüm noktası olan 1944 yılı böyle başlar. Yaz sonunda Sofya, Almanya ile kötü ilişkilerde, Londra ve Washington ile savaş halindedir. Ateşkes ihtiyacı önemli hal alır. İvan Bagryanov, Kızıl Ordu’nun Romanya’da akımı karşısında tarafsızlık ilan eder.
Aynı gün Bulgar İşçi Komünist Partisi Merkez Kurulu bir talimatnameyle silahlı ihtilalle yönetimi ele geçirir. 2 Eylül’de BZNS Çiftçiler Birliği muhalif bir hükümet oluşturur. Konstantin Muraviev başbakanlığı altındaki kabine barış müzakereleri ve demokratik reformlar politikası vaatleriyle iktidara gelir. Üst düzeyde barış müzakereleri sürse de, Sovyetler Birliği Bulgaristan’a savaş ilan eder.8 Eylül’de Kızıl Ordu ülke topraklarına girer ve birçok kenti işgal eder.
8 Eylül’ü 9 Eylül’e bağlayan gecede Sovyet ordusunun istilası bağlamında “Zveno” adlı siyasi çevresinden subaylar Sofya’da önemli mevkileri ele geçirir.Harp ve İçişleri Bakanlığı, posta, telgraf, radyo işgal edilir. Konstantin Muraviev hükümeti düşürülür ve iktidara Nazi karşıtı, Sovyet yanlısı hükümet gelir. Oteçestven front OF Vatan Cephesi ittifağı Kimon Georgiev başbakanlığı altında hükümet kurar. 9 Eylül sabah saat 6.30’da yeni başbakanın sesi duyulur. Komunist rejimden baskı gören, sosyaldemokrat doktor Petır Dertliev’in anılarında o gün şöyle ifade edilmişti:
1990 yılında radyodaki konuşmasında doktor Petır Dertliev şunları anlatıyor:“Bu faşist karşıtı ihtilali ne diye bu kadar abartıyoruz? Bir şeye dikkat edin- işkence ve katliamlar 12 Eylül 1944’te başlar. Halk isyanı bunu takip eder. Bir yerden emir geldi, nereden bilmiyorum. 12 Eylül’den sonra izi bulunmayan kayıplar, infazlar, cinayetler dönemi başlar”.
28 Ekim 1944’te Moskova’da ateşkes imzalanır ve Bulgaristan nihayi olarak Sovyetler Birliğinin cephesine geçer. Bulgaristan silahlı kuvvelerini, Sovyetlerin Almanya karşıtı harekatına vermek zorunda bırakılır. Aslında 9 Eylül’den sonra Bulgar ordusu Almanlara karşı savaşmaya başlar. 1944-1947 Sovyet askerlerinin işgali ve Sovyet ordusunun bakımı için Bulgaristan 133 milyar leva harcar. Ülkede totalitarizmin temelini atan talihsiz 1944 yılı böyle bir manzara sergiler.
Çeviri:Sevda Dükkanci
Fotoğraflar:arşiv
“Görevimiz, Bulgaristan’ı mükemmel değil, normal bir ülke durumuna getirmek. Her insan normal bir dünyada yaşama hakkına sahip, öyle ki, devlet onu boğazlamasın, işini belirlemesin, görüş açısını belirlemesin ve nasıl yaşayacağına dair fikir vermesin...
Güzel, akıllı, yetenekli ve biraz da ekzotik Elisaveta Bagryana, genelde erkeklerden oluşan Bulgar kültür camiasında bir yıldızı gibi parladı. Duygusal, hassas ve narin yapısına rağmen, Bagryana oldukça güçlü çıkar, kendini kanıtlama ve benimsetme..
'Umut, inanç, aşk zamanı. Ve akılsızlık.O dönemde Bağımzıs üniversiteliler dernekleri ve 'Ekoglasnost'üyesi Petko Kovaçev işte öyle niteliyor 90’lı yılların başlarını. Olaylar bir sel gibi geliyor. Devlet Konseyi dağıtılıyor, develet iflas ediyor, üç..