Yakında Güney Bulgaristan’ın Karabunar köyünde şirin ev, son yıllarda olduğu gibi o kadar sık sahiplerini görmeyecek. Goethe İnstitut Müdürü Rudolf Bartsch’ın Sofya’daki dönemi doluyor ve kendisi ve eşi Bulgaristan’dan sonra Türkiye’ye gidiyor. Çocukluğundan beri dünyanın dört bir yanında yolculuk yapmaya alışmış bir kişi için sıradaki şehirden ayrılık herhalde zor değildir. Ama Sofya ve Bulgaristan’a gelince bunun böyle olmadığı ortaya çıkıyor. Rudolf Bartsch, “Ben, Bulgaristan’ın hayranıyım” diyor ve yolculuk ve ayrılıklara hiç de alışmadığını itiraf ediyor.
Goethe İntsitut’un yöneticisi olarak burada yedi yıl geçirdikten sonra Rudolf Bartsch, Sofya’dan ayrılıyor ve arkasından birçok başarılı kültür projesi bırakıyor. Milliyetçilerin etkisinin son yıllarda pekiştiği Birleşik Avrupa’da kültür değişimi, Avrupalıların birbirini tanıması için en değerli imkanlardan biridir.
“Kültür, birçok çeşitli alanda çok iyi bir etki aracıdır, diyor Rudolf Bartsch. Belli bir konu, bir bilim kongresinde ele alınabiliyor, ama bir kültür projesine nazaran bu çok daha kuru olurdu. Bundan başka kültür çok değerlidir, çünkü farklı ülkelerden insanlar arasında evrensel bir iletişim aracıdır. Bunun için en iyi örnek müziktir.”
Komünikasyon aracı olmaktan başka kültür, sık sık ekonomide de faktördür. Çeşitli kültür etkinlikleri, her şehri turistler için cebedici kılıyor, ama büyük yatırımlar da gerektiriyor. Bu, 2019 Avrupa Kültür Başkenti için adaylığını koyan Sofya için geçerlidir. Acaba kültür, gelir getiren ekonomik faktör haline nasıl gelebiliyor? Bu soruya cevaben Rudolf Bartsch şunları söyledi:
“İlginç olaylar, seyirciler, bununla beraber para da çekiyor. Avrupa Kültür Başkenti, daha geniş medya ilgisi ve yayını ve AB çerçevesinde finanse edilen araçlar da garantiliyor. Sıklıkla insanlar, kültürün gerekli olmayan bir lüks olduğunu düşünüyor. Kültürün parasal yanı zor bir şekilde hesaplanabiliyor. Birçok siyasetçi, kültürden en kolay kaynak tasarrufu yapıldığını yanlış bir şekilde düşünüyor ve kültürün ülkenin ekonomisi için önemini küçümsüyor.”
Bulgaristan’ın ekonomik durumu çoktan beri kötü, bir yıldan beri ise siyasi istikrarsızlıkta da yaşıyoruz. Geçen yaz meydana gelen protestoların sesi, Rudolf Bartsch’ın Goethe İnstitut’taki bürosunda hala yankılanıyor. Kendisi Bulgaristan’ı bir yıl sonra nasıl görüyor? Bu protestolarda gerçekten mi Bulgaristan’ın sivil toplumu doğdu?
“Bu soruya cevap vermek, bana zor geliyor, çünkü Bulgaristan’daki sivil toplumun, özellikle gençlerin sabit temele basmasını çok isterdim. Genç Bulgarlar, dünyaya açıktır ve ülkesine dünyadaki gelişmelerin görüş açısından bakıyor. Gençlerin, uzun vadeli değişikliklere ivme kazandıracağını, aktif vatandaşlar olacağını umuyorum. Tam bu açıdan Bulgaristan’da gerileme görüyorum. Genç insanların Bulgaristan’ı terk etmeyeceğini, ülkesinin kaderini kendi eline alacağını umuyorum. Tarihi planda demokratik değişikliklerin geçen 25 yılı, pek uzun bir dönem değildir. Daha çok sabır gerektiren gerçekten zor bir geçişin görgü tanığı oluyoruz. Ama sabır, el kol kavuşturup hiçbir şey yapmamak anlamına gelmiyor” diye noktaladı sözlerini Rudolf Bartsch.
Çeviri: Rayna İvanova
Süredurum seçimler. Yarın her şeyin yoluna gireceğini ve dört yıl sonra seçimler vesilesiyle sizinle haberleşeceğimize dair son damla umutla dolu seçimler. Politikacılardan, kendimizden ve oy vermeyen diğer insanlardan gelen üzüntüyle dolu..
Büyük Britanya’da yaşayan ve vatandaşlık görevini yerine getirmek üzere bu seçimlerde de Bulgaristan’ın Londra Büyükelçiliği’nde kurulan seçim sandığına giden Zdravka Vladova -Momcheva, Bulgaristan Radyosuna konuşurken “Birlik ve beraberliğe muhtacız”..
Almanya’da Bulgaristan vatandaşları 66 seçim sandığında oy kullanabilir . Berlin’de her birinde makineli oylama olan beş seçim sandığı var. Seçim günü sorunsuz ilerliyor . Bulgaristan Radyosu’na konuşan Berlin’deki seçim sandığı üyesi Marin..
Moldova'nın AB üyeliğine ilişkin, ülke Anayasası’na yazılacak stratejik bir hedef olan referandumun sonuçları, her ne kadar Avrupa..