“Aslında 4 yaşındayken müzik çalışmalarına başlayan biri için bu şaşırtıcı bir şey değil. Önce keman çalıyordum, müzik okulunu ise piyano bölümünde bitirdim. Sofya Müzik Akademisi’nden ise yine piyano ve pop ile jazz ses sanatı bölümünde mezun oldum. Her stilde şarkı söylüyorum. Sadece rock ve pop söylersem çok can sıkıcı olur. Şekilden şekile girmekten hoşlanırım. Sofya’da NDK’da verdiğim son konserlerimden birinde jazz, pop, rock, hatta dance tarzında parçalar söyledim. Her hayranım için farklı bir şarkım olduğunu ve asla tekdüze olmayacağımı gösterdim” diyor Petya Büyüklieva ve yaz aylarına ilişkin planlarını şöyle anlatıyor:
“Bu yaz şansım yaver gitti galiba. Artık 4. yıldır Burgas kentinde yollardaki saldırganlık ve şiddete hayır demek üzere düzenlenen konsere katıldım. Bilet satışlarından elde edilen para ile trafik kazasında ölen ve yaralananların aileleri destekleniyor, yaya patikaları yapılıyor. Ayrıca bu yaz mevsiminde Tonço Rusev’in onuruna düzenlenen turneye katılacağım” diyor Petya Büyüklieva ve şunları da ekliyor: güftesi ve bestesi İvan Belovski’ye ait olan “Benim denizim” parçasının “Burgas ve deniz” festivaline seçildiğinden dolayı son derece mutluyum. 26 Temmuz’da bu parçayı icra etmek üzere festival sahnesine şahane bir bale ile birlikte çıkacağım. Sonbaharın başında ise Sofya’da vereceğim konserlerin çekimleri yapılacak ve bu konserler bayram günlerinde televizyonda gösterilecek. Oğlumun kendi albümünü tamamlamak üzere olduğundan dolayı gurur duyuyorum. Oğlum parçalarının güftesi ve bestesini kendi yazıyor, bense stüdyo çalışmaları sırasında destek veriyorum.
Ünlü ses sanatçısı Yosif Kobzon, karizma sahibi Petya Büyüklieva’yi dinleyip hayretler içinde “Beyazdır, ama siyahmış gibi söylüyor” diye çığlık atıyor. Sesini düzenli uyku düzenine ve açık havada yaptığı uzun yürüyüşlere borçlu olduğunu söyleyen Petya Büyüklieva, gözde yerinin Baçkovo manastırı olduğunu ve orada bütün yakın ve hayranlarının sağlığı için dualar ettiğini paylaşıyor. “Dünyanın dört bir yanında bulunan Bulgarlar kökenlerini unutmasınlar!
Çeviri : Tanya Blagova
Dimitar&Hristo ikilisinin müzik tarzını kökleri Bulgar folklorundan gelen akustik pop olarak tanımlamak mümkün. “Neslomen” (Kırılmayan) adlı yepyeni albümünü tanıtmaya sabırsızlanan Dimitar Atanasov ve Hristo Mladenov, 27 Kasım günü..
Birleşmiş Milletler Teşkilatının inisyatifi ile 1999 yılında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi. Bu günde hükümetler, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri, gerçek boyutları ve asıl niteliği sık sık gizli..
De Là Trâp – bu renkli lakap, son bir yılda ülkedeki hip hop kültürü severlerinin de dikkatini çekti. Rap sanatçısının 100 KILA ile birlikte yaptığı “333” projesi, sadece iki ayda video paylaşım ağlarından birinde 1 milyon kez izlendi. Sahnede De..
Dimitar&Hristo ikilisinin müzik tarzını kökleri Bulgar folklorundan gelen akustik pop olarak tanımlamak mümkün. “Neslomen” (Kırılmayan)..