Leylek, Bulgaristan’da belki de en ünlü ve en sevilen büyük kuştur. Birçok masal ve efsane kahramanı olan beyaz güzel kuş, baharın müjdecisi ve bereketin sembolü haline gelmiştir. Asırlar boyunca uzun bacaklarıyla meraları dolaşan leylek, sık sık tablolara resmedilmiştir. Ancak sanayi devrimi onları yavaş yavaş hayatımızdan kovuyor. 20’nci asrın başlarında Eski Kıtadaki leylek sayısında hızlı bir düşüş kaydedildi. Bu durum, çevrecileri endişelendirdi.
1934 yılında dünya çapında ilk beyaz leylek sayımı gerçekleşti.
O gün bugün, her 10 yılda bir leylek sayımı yapılıyor. Dünyanın 110 çevre derneğini bir çatı altında toplayan BirdLife İnternational, sayımı gerçekleştiren birliktir. 15 Haziran ile 10 Temmuz tarihleri arasında Bulgaristan Kuşları Koruma Derneğinin organize ettiği yeni leylek sayımı kampanyası düzenleniyor. Büyük beyaz kuş herkes tarafından bilindiği ve tanındığı için sayımı kolay olacak. Hatta çocuklar bile büyük bir memnuniyetle leylek yuvalarının sayımına katılabilir. Leylek sayımı kampanyasının amacı, ülkedeki leylek sayısını tespit etmenin dışında leylekler için tehdit unsurlarını de belirlemektir.
Şimdiye dek, leyleklerin hayatını ve yaşamını tehdit eden unsurlar arasında sanayileşme, tarımda kimsal ilaçların kullanımı, yiyecek buldukları sulak bölgelerin yok edilmesidir.
Eski sayımlardan sonuçlar nelerdir?
Kampanyanın koordinatörü olan Svilen Çeşmeciyev “2004 yılında Bulgaristan’da 5000 leylek çifti, yumurtadan yeni çıkan küçük leylek sayısı ise 12bin 500 idi” diyor ve devam ediyor:
“Bu sayı, Avrupa’nın ortalama leylek sayısına eşittir. Leylek sayısı açısından bizler 10. ve 11. sıradayız. En fazla leylek Polonya’da yuva yapıyor- yaklaşık 46 bin çift. En fazla leylek çifti ise Plovdiv, Haskovo, Sofya ve Pleven bölgelerinde var. Mesela Plovdiv bölgesinde 486 çift beyaz leylek tespit edilmiştir. Samokov yakınlarındaki Draguşinovo ise en fazla leylek yuvasına sahip yerleşim yeridir. Ardından Kozloduy ve Sıedineniye geliyor.”
Peki, neden leylekler ağaçlara değil de, elektirk direklerine yuva yapıyor?
Bulgaristan Kuşları Koruma Derneğinden Svetoslav Spasov “Bu hızlı değişim 1994 ile 2004 yılları arasında tespit edilmiştir. Nedeni de gayet açık, yuva yapmak için uygun olan ağaçların yok olmasıdır” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor:
“En fazla leylek yuvası, yaklaşık 3900 tanesi elektirk direklerin üzerinde tespit edilmiştir, geri kalan 950 tanesi ise bina, çatı, baca, fırın ve okulların üzerindedir. Ve sadece 680 yuva başta dut ve meşe ağacı olmak üzere, ağaçların üstüne yapılmıştır.”
Anlaşılan insanlar ile leylekler arasında sevgi karşılıklıdır, çünkü leyleklerin büyük bir çoğunluğu yerleşim yerlerde yaşamaktadır. Sadece yüzde 10’nu Bulgaristan’ın ıssız bölgelerinde yaşamaktadır.
“Leylek sayımı” kampanyasından beklentiler nelerdir?
Svetoslav Spasov “Sonuçları şimdiden söylemek, zordur” diyor ve devam ediyor:
“1994 ile 2004 yılları arasında beyaz leylek sayısında yüzde 18 oranında artış var. Kominizm zamanından kalan tarım kooperatiflerinin iflas etmesine bağlı olduğunu düşünüyoruz. O dönemlerde TKZS’ler(Tarım kooperatiflerii) büyük, çok bitkinin ekildiği için de haşarata karşı çok fazla ilaç kullanılıyordu. Ama 90’lı yıllarda herşey eski halini aldı. Doğa, terk edilen ve işlenmeyen tarlalara geri döndü ve işte bu nedenden dolayı da ülkemizde bio çeşitlilik arttı. Lakin, Bulgaristan’ın Avrupa Birliğinin Ortak Tarım Politikasına dahil edilmesiyle birlikte eski süreç yeniden hareket etti. Çünkü Avrupa sübvansiyonları sayesinde terk edilen ve işlenmeyen arazilerin sürülmesine başlandı. Son 20-30 yıl zarfında meydana gelen birçok mera yok oluyor ve burada ilginç olan da bütün bu süreçlerin beyaz leylek üzerindeki etkisi.”
Diğer kır kuşları üzerine yapılan araştırmalar neleri gösteriyor?
“1995 ile 1997 yılları arasında söz konusu kır kuşlarının sayısında artış kaydedildi ve bu eylem bugün de devam ediyor. Ancak beyaz leylek ile durumu şimdiden tahmin etmek biraz zor. Çünkü burada özel bir habitat (yaşam alanı) söz konusu. Bu da sulak bölgelerdir.”
Çevirir. Şevkiye Çakır
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor – Kamala Harris'in zaferi gerçekten tutarlı bir politika ve öngörülebilirlik getirir mi ,..
İklim değişikliği küresel bir olay olup dünyanın her köşesinde kendini gösteriyor. Bunun son örneği, İspanya’nın Valencia bölgesini vuran sel felaketi oldu. Avrupa’da son 50 yılın en feci seli olarak değerlendirilen bu doğa afetinde yüzlerce kişi..
Halkı aydınlatanlar, yalnızca şükran ve hayranlık duyulan kişiler değil, tarihimizde milli aidiyet duygumuzu uyandıran en önemli şahsiyetler olarak görürüz. Ancak “halk aydınlatan” kavramının arkasında nasıl bir arketip duruyor ve neden Halk..
ABD başkanlık seçimleri konusunda heyecanlananlar yalnızca Amerikalılar değil , Avrupalılar da nefeslerini tutarak sonuçları bekliyor..