2014 yılının Mayıs ayında 20.yüzyılın en büyük opera sanatçılarından biri olan Boris Hristov’un 100.yıldönümünü kutlayacağız. Eşsiz sahne temsilleri dünya müzik tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır. Güzel ev güçlü ses yeteneğine sahip olan sanatçı kahramanlarıyla öyle bir bütünleşir ki, en basit role de büyük heyecan kazandırıyor.
Operada bas sesiyle ülkenin en ünlü isimlerinden olan Boris Hristov, hiçbir zaman Bulgar sahnesinde söylemedi, fakat Ortodoks kilisesi için unutulmaz eserleri miras bıraktı. Hristov, 1930’lu yıllarda “Aleksandır Nevski” kilisesinin korosunda şarkılar söyler. Plovdiv’de doğan ve Sofya’da yaşamış ünlü bas, gençlik yıllarından itibaren müziğe gönül verse de, Sofya Üniversitesi’nin Hukuk bölümüne yazılır. Aynı zamanda “Gusla” korosunda solist olur.
20.yüzyılda Boris Hristov opera sahnelerinin yıldızı oluyor ve adı sadece Şalyapin ile kıyaslanacak büyüklükte sanatçı olarak anılıyor. Hristov, Milan Skalası, Paris “Grand Opera”, Kraliyet Operası “Covent Garden”, Viyana Operası, Rio de Janeyro, Chikago, San Francisko, Washington operalarının sevilen ismi olur.
Boris Hristov’un 100. Yıldönümünü kutlamak üzere bir Milli komite kuruldu.Komite temsilcisi Momçil Georgiev şunları anlattı:
‘Bu defa bu milli kutlamaların daha kapsamlı, benzer yıldönümleri kutlamalarından çok daha geniş boyutlu olması düşünülüyor. Bu sene tabii ki yine Boris Hristov adını taşıyan genç opera ses sanatçıları yarışması düzenlenecek. 18 Mayıs günü tam Hristov’un doğum gününde Sofya operasında bir kutlama örgütlenecek. Değişik şehirlerde de konserler verilecek. Ülkemizde ve yurtdışında Bulgar müzisyenlere bir çağırıda bulunduk. Değişik yerlerdeki temsillerini Boris Hristov’un 100.yıldönümüne adamak isteğiyle. Bütün isimleri sıralayamayacağım ama bu girişimimizi destekleyenler arasında kemancı Vesko Eşkenazi, orkestra şefleri Jan Angelov, Rosen Milanov. Turneler de Boris Hristov’a adanacak. Dünyada 100’den fazla festivale filmler, sergiler sunduk.128 Avrupa operasına bu yıldönümünü programlarına katmaları için davetiye gönderdik.
Yaşamının son yıllarında Boris Hristov Sofya’daki evini Bulgar devletine bağışlıyor. Devletin genç opera sanatçılarına destek sağlaması için. Günümüzde bu ev müzedir.Burada konserler verilir, sergiler düzenlenir. Evin müdürü Elena Dragostinova ‘yı dinliyoruz:
‘100.yıldönümü büyük sanatçının yaratıcı inancına dönmek için çok iyi bir fırsattır. Onun artistik prensiplerine ve en önemlisi insani inançlarına dönmek için iyi bir fırsattır. Boris Hristov gerçek bir dünya vatandaşıdır. Aynı zamanda vatanı için kalbinin dikte ettiğini yapmıştır. ‘Boris Hristov’ müzesinde gençler sanat ustalarıyla karşılaşır. Burası onlar için dünya sahnelerine götürecek bir tramplendir. Yıllar sonra bizim dost çevremize dönmeleri ise çok hoştur. Bundan iki yıl önce kültür bakanlığının yardımıyla Boris Hristov’un 2014 yılının UNESCO’nın andığı ünlü kişiler listesinde yer alması için müracaat ettik. Bu gerçekleşti. Yıldönümü ile ilgili etkinliklere Moskova’da start verildi. ‘Bulgaristan – Rusya’ vakfının da yardımıyla muhteşem konser düzenlendi. Plamen Beykov, İvaylo Djurov, Aleksandır Nosikov gibi harika bas sesleri dnledik. Bu isimlere mezzosoprano Mariya Jekova’da katıldı. Moskova’da Hrisov’un idolü olan Şalyapin müzesinde bir konferans verdim. Dragostinova, Boris Godunov operasının Londra’daki 1958 yılındaki temsili sırasında meydana gelen ilginç olayı hatırlatıyor. O zamanki demir perde döneminde Boris Hristov bütün temsilinin Rusça sunulmasında direnir. Sovyetler Birliğinin Büyükelçisi ve Büyük Britanya başbakanı opera salonunda aynı locayı paylaşıyor. Bir hafta sonra 2.Elizabet Boris Hristov’u başarısından dolayı şahsen kutlar.
‘Boris Hristov’ müzik merkezi değişik Avrupa ülkelerini ziyaret edecek. 28 Şubat’ta Roma’da bir program sunulacak. Katılımcılar arasında Hristov’un en son öğrencilerinden biri olan Mariana Tsvetkova’da yer alacak:
‘Büyük bir heyecanla kabul ettim bu davetiyeyi. Bu dev ustayla yaklaşık bir sene çalıştığım yere yeniden dokunmak öyle büyük bir heyecan veriyor ki anlatamam. 1991 yılında oradaydım, Boris Hristov’un yanında. O zamandan beri benim her temsilimi ziyaret eder gibi, sanki salonda bir sandalyede oturuyor. Biliyorum ki dinliyor beni ve kalbimi tamamen vermez isem beni eleştirmeye hazırdır. Şarkı olsun, arya olsun bütün bir eser olsun bizden samimi olmamızı isterdi , sahnede kendimizi yüzde yüz harcamamızı, duygularımızdan tasarruf etmememizi tavsiye ederdi.’
Türkçesi: Müjgan Baharova
Virginia Sabeva- GINI’nin hayatı müzik. Küçükken koroda şarkı söyledi, daha sonra müzik okulunda okudu, “X Factor” müzik yarışmasına katıldı ve yurtdışında çalıştı. Norveç’ten döndükten sonra, müzik öğretmeni olarak çocuklarla çalıştı. Çocuklarla..
Pavell & Venci Venc ikilisi ile tanınmaya başlayan Pavell Nikolov, müzikte kendi yolunda gitmeyi tercih etti . 10 Aralık’taki doğum gününe sayılı günler kala “V izolatora” (Tek Kişilik Hücrede) adlı solo parçasının tanıtımını yapan Pavell,..
New York doğumlu dünyaca ünlü opera sanatçısı Maria Callas’ın “Ya sanatçı doğarsınız, ya da hiç sanatçı olamazsınız” sözlerinin gerçekliği yankılanıyor bugün kulaklarımızda. Callas’ın doğumundan tam 101 yıl sonra gerçek bir dünya yıldızı olan..
Desi Dobreva , Fabrizio Parisi tarafından yeni yorum getirilen ve ikisinin ortak projesine start veren “Dvama” (İki Kişi) şarkısının tanıtımını..