Günün Programı
Yazı Boyutu
Bulgaristan Ulusal Radyosu © 2024 Tüm hakları saklıdır

Görünmeyen Yaratiklar: Cinler


Görünmeyen, ama varlığına inanılan varlıklar her zaman insanların ilgi odağı olmuşlardır. Beşeriyet tarihinin başından beri bu varlıklarla ilgili farklı yorumlar yapılmış, efsane ve mitler üretilmiş, inanç ve hurafeler oluşmuştur. Bu gerçeği yok saymayan İslâm dini görünmeyen varlıklar konusunda ilkeler ortaya koymuş ve bu konuları “gayb” meselesi içinde ele almıştır.

İslâm’da gayba inanmak esastır. Allah, melekler, şeytan görmediğimiz peygamberler ve kitaplar, ahiret, kader ve kaza hususu gaybî mevzulardandır. Cinlerin varlığı da bu kapsamdadır. İslâm’a göre, görülmeyen, ama aklen varlıkları mümkün olan gaybî konularda tek söz sahibi Kur’ân-ı Kerim ve Hazreti Muhammed (s.a.s.)’in sünnetidir. Dolayısıyla “cin” meselesi de bu çerçevede ele alınmalıdır.

Cin, sözlük anlamı itibarıyla görülmeyen, gizli demektir. Dinî bir kavram olarak isealevli/dumansız ateştenyaratılmış, insan duyularıylaidrakedilemeyen, bilinçveiradesahibi, ilâhîemirlereuymakla, kulluklayükümlüolan, insanlargibiiyilerivekötüleribulunanvarlık anlamına gelmektedir. Kur’ân-ı Kerim’e başvurduğumuzda surelerinin birisinin “el-Cin” adını taşıdığını ve cin mevzusunu ele aldığını görmekteyiz. Allah’ın insanlığa son mesajı Kur’ân’da “cin” ifadesi 22 defa geçmektedir. Özellikle el-Cin, el-Ahkâf, el-En‘âm Sebe, es-Sâffât gibi surelerde bu varlıklar üzerinde durulmuştur.

Hazreti Muhammed (s.a.s.) de cinlerin varlığnı teyit etmiş, onlarla görüşmüş ve kendilerini İslâm dinine davet etmiştir. Mekke ve Medine dönemlerinde vuku bulan bu olayların birisi meşhur Taif ziyareti dönüşünde Nahle mevkiinde gerçekleşmiştir. Bu görüşmelerden biri ise Mekke’de bulunan Hacûn mevkiinde, yaşanan olayı canlı tutmak için bugün yerinde Cin Mescidinin bulunduğu yer olmuştur. Medine’de Mescid-i Nebevî ve Bakî kabristanı yakınlarında da böyle bir olay yaşanmıştır. Peygamber Efendimiz kendilerine Kur’ân okuyup onları İslâm dinine davet etmiştir. Bu sebeple Peygamber Efendimize “Rasûlü’s-sakaleyn”, yani iki dünyanın peygamberi, ins ü cin peygamberi denmiştir.

Cinler, Allah’ın kullarıdır. Onlar, kendilerince yer ve içerler, evlenir ve çoğalırlar. Dileyenler iman edip Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirir, dileyenler, kendilerinden biri olan İblis gibi, isyan edip Allah’ın azabına müstehak olur. Cinler uzun ömürlüdür. Burada özellikle altının çizilmesi gereken bir husus, cinlerin gaybı, yani ortaya çıkmamış, görülmeyen, Allah’ın bildirmediği şeyleri bilmedikleridir. Ancak uzun ömürlü olmaları, farklı bir dünyada yaşamaları sebebiyle insanların bilmedikleri bazı şeyleri bilme ihtimalleri bulunmaktadır. Bu hususta Hazreti Ayşe, Peygamber Efendimize başvurarak bazı insanların (kâhin, falcı, üfrükçü, medyum gibi) birtakım bilgiler paylaştıklarını ve doğru çıktıklarını söylemiş ve bunun izahını istemiştir. Rasûlüllah Efendimiz de “Bu doğru söylediğini cin elde eder ve dostunun kulağına fısıldar. O da on yüz yalan katarak söyler” buyurmuştur. Ama ne hikmetse, insan hep o tek doğruyu görüp yüz yanlışı görmemeye meyyaldir!

Cinlerin insanlara zarar verip veremeyeceği, tesir edip edemeyeceği tartışılmıştır. Konu, yoruma açık olduğu için isteyen istediği kadar uydurma ve esrarengiz olayları bu konuya katarak işin içinden çıkılmaz bir hâl ortaya çıkmıştır. Ancak İslâm dini, insana aklı vermiş, Kur’ân’ı ve son Peygamberi göndermiştir ki, her hususta başı sıkıldığında onlara müracaat edip dengeli bir şekilde çözüm bulsun. Bu hususta cin mevzusuyla fazla uğraşmak yerine onları Kur’ân ve Peygamber Efendimizin çizdiği hatlar içerisinde değerlendirmek yeterli olacaktır. İnsan şerefli bir varlık olması sebebiyle birtakım cin efsanelerinde sözü edilen süflî olaylardan uzak kalmalıdır. Cinlere inanmak ve onlardan korunmak elbette gereklidir. Peygamber Efendimiz dahi bunu yapmıştır. Cinlerin musallat olamayacağı kimseler Kur’ân okuyan ve cinleri yaratan Allah’tan yardım isteyenlerdir. Özellike Felâk ve Nâs sureleri ile Âyetü’l-kürsî bunun bire bir ilâcıdr. Bu koruma zırhını kuşananlara evvel Allah ne cin, ne şeytan dokunabilir! Allah’tan uzak kalanlara ise cin de musallat olur, şeytan da oynar durur.


Последвайте ни и в Google News Showcase, за да научите най-важното от деня!

Kategorideki diğer yazılar

Ülkemizde 26 Mart Trakya Günü olarak kutlanıyor

26 Mart günü, 2006 yılında ülkemizin resmi takvime Trakya Günü olarak girmiştir. Bu tarihte, 1913 yılında Bulgar ordusu o zamanlar "fethedilemez" olarak kabul edilen Edirne kalesini fethetti. Bu mağlubiyetin ardından Osmanlı İmparatorluğu,..

Eklenme 26.03.2024 15:10

Hristiyanlık’ta Anneler Günü Olan Beşaret Yortusu kutlanıyor

Kilise, her yıl 25 Mart tarihinde en aydın yortularından biri olan ve Tanrı’nın insanlara ve özellikle de yeni hayatı taşımakla kutsanmış olan kadınlara karşı sonsuz rahmanlığını simgeleyen  Beşaret bayramını kutlar . Tanrı’nın rahmeti ile..

Eklenme 25.03.2024 04:30

Orucun Derinliği

Ramazan ayı özel bir aydır. Özel bir ay olması sebebiyle farklı özelliklere sahiptir ve bu özelliklerin farkına vatanlara güzellikler sunmaktadır. Farz olan oruç ibadeti, Ramazan ayına has evrensel bir ibadettir. Evrensel oluşu, ilâhî..

Eklenme 22.03.2024 14:00